Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...

23 Kasım 2020 Pazartesi

Çocuk Oyunlarının Geleneksel Oyundan Dijital Dönüşümü

Çocuk Oyunlarının Geleneksel Oyundan Dijital Dönüşümü
Oyun oynamak, teknoloji ile birlikte şekil değiştirdi. Artık daha çok dijital oyunlar görüyoruz.  

Oyun insanların yaşamında özellikle çocuk yaşlarda fazlasıyla yer edinir. Öyle ki çocukların hayatında yeme, içme, uyuma gibi temel ihtiyaçların yanında oyun da temel bir ihtiyaç olarak sayılabilir. Oyunun insan hayatında kapladığı yerin bu kadar büyük olmasının sebebi ise hiç kuşkusuz hayatı öğrenmede ona sunduğu pek çok faydadır. Çocukluktan erişkinliğe geçişte oynanan çocuk oyunlarının hepsi yetişkinlik dönemine hazırlıktır. Bu nedenle, aileleri tarafından oyun oyna diye yönlendirilen çocukların daha sosyal bireyler olmaları rahatlıkla beklenebilir.


Oyunun Tarihi

Oyunların tarihine baktığımızda ilk bulgular milattan önce üç binli yıllara dayansa da oyunun varlığı insanoğlunun var olduğu zamanla aynı olsa gerek. Çocuk oyunları da yaşanılan zamana göre hep değişiklik göstermiştir. Ancak önümüzdeki zamana bakacak olursak tarihin hiçbir sayfasında görülmemiş bir farklılıkla hatta değişimle karşı karşıyayız. Teknoloji çağı tabi ki oyunlara da etki etmiş durumda. Teknolojinin oyuna yaptığı etkiler arasında bazı faydalar bulunsa da çocuklar üzerinde bıraktığı eksiklikler de çok fazla.

Geçmişe baktığımızda bulunan geleneksel oyunlar hep karşılıklı iletişime, anlaşmaya, bağ kurmaya, hem duyusal hem de fiziksel yönden çocukları geliştirmeye yönelik aktivitelerle dolu. Bu teknoloji çağında acaba dijital oyunlar geleneksel oyunların yerini tamamen alacak mı? Bu bilgisayar, tablet, telefon oyunları her ne kadar geleneksel çocuk oyunlarının yerine geçse de geleneksel oyunların eksikliğinin çocuklarda hem fiziksel hem de duygusal yönden yerini doldurabilecek mi? Tabi ki de tartışılır...

çocuk oyunları

Çocuklar İçin Dijital Yaşam 

Teknoloji doğru kullanıldığı zamanda insanlığa, gelişime olan katkısı gerçekten de çok büyük. Ancak kendimizi teknoloji ile örülmüş ağlar arasında tamamen bırakmamak da gerekiyor. Özellikle çocuklarımızı bu ağlardan korumak çok önemli.

Dijital oyunlara da geleneksel oyunlara da bakıldığı zaman; oyunun tanımı ve temel yapısal özellikleri açısından birbirleri ile benzerdirler. Farklılaştıkları noktalar ise oyunların alanı, oyuncu sayısı, araç ve gereçler ile oyun biçimi, içeriği ve çocukta geliştirdiği noktalardır.

Geleneksel oyun; çocukların arasında iletişim temelli, fiziksel hareketliliğin yoğun olduğu ve yaratıcılığa dayanan oyunlardır. Geleneksel oyunda alanlar, araçlar ve oyunun oynanma biçimi, kuralı çocukların elindedir ve hem zihinsel hem de fiziksel açıdan çocuklar özgürdürler.

Burada en önemli nokta ise, çocuklarda sosyal aktivitelerin ve yaratıcılığın gelişmesidir. Geleneksel oyunlar fiziksel, zihinsel, sosyal ve duyuşsal gelişimde çok önemli rol oynamaktadırlar.

Dijital oyuna gelince; monitör, fare, klavye ya da telefon, tablet aracılığı ile sanal bir ortamda ekran ile etkileşim sağlandığı, kuralları ve amaçları olan sistemler bütünü olarak tanımlanabilirler. Dijital oyunların yapılan bilimsel araştırmalara göre zihinsel gelişim başta olmak üzere çocuk gelişimi üzerinde olumlu etkileri gözlemlenmektedir. Bu oyunlar kimi zaman çevrimiçi şekilde çoklu modda oynanabileceği gibi tek başına yapay zekâya karşı da oynanabilirler.

Özellikle, düzenli kullanımda zeka becerilerini geliştirdiği kanıtlanmış MentalUP gibi oyunlar, çocuklarda zihinsel yetkinliklerin hızlı kazanılmasında önemli bir rol oynuyor. Çocuklarda hızlı düşünme becerisine, buna bağlı olarak hızlı ve doğru karar verebilme, problem çözme gibi yeteneklerin gelişmesinde önemli etkileri bulunuyor. Ancak belirtmek gerekir ki çocuklar saatlerce aynı pozisyonda bir ekrana bakarak durmaları, tam da gelişim çağında olan çocukların hem fiziksel gelişimlerini hem de beyin gelişimlerini olumsuz etkilemektedir. Bu nedenle oyun zamanlarının kısıtlanması doğru olacaktır. Bu bağlamda MentalUP da ekran bağımlılığını önlemek amacıyla günlük sadece 20 dakikalık egzersizler sunuyor.

MentalUP’ı inceleyin.

Dijital oyunları oynayarak çok fazla zaman geçiren çocukların, bu oyunlara karşı bağımlılık geliştirdikleri, sosyal yaşamdan koptukları, şiddete eğilimlerinin arttığı da yapılan araştırmalarla gözlemlenmiştir. Teknolojinin hayatın her alanında olduğu zamanımızda tabi ki de çocukları dijital oyunlardan tamamen uzak tutmak kolay değildir, doğru da olmaz. Ancak dijital oyunların bu olumsuz etkileri göz önünde bulundurularak çocukların dijital oyunları oynamalarının yanı sıra özellikle geleneksel oyunlardan kopmalarının önüne geçilmesi önem arz etmektedir.



10 Kasım 2020 Salı

Evlendim! Düğün Salonu -3 GOLD DÜĞÜN SALONU

 Merhaba!
Söz bitti, biz hemen başladık çeyiz hazırlığına zira düğün günümüz belliydi zaten, önce salon salon gezdiğimiz, türlü türlü insanla muhattap olduğumuz salon sahiplerini anlatayım.
 Malum düğün masraflı iş, biz başta daha uygun fiyatlı olanlara baktık ama çok kötüydü, mesela kına için lokum, çerez soruyorum biz dışarıda dağıtıyoruz diyo, bir diğeri video, fotoğraf için ekstra ücret alırız diyo, aslında içinde mevcut video, fotoğraf ama nasıl yolarım diye ağız arıyor.
Baktık olmayacak, ikimizinde evine lokasyon olarak uzak hem çok kötü, bizde ortada olsun evlere yakın, ulaşımıda kolay olsun diye Ankara yolunda Gold Düğün Salonunu tuttuk.
Kına için alt katı, düğün için en üst katı tuttuk.
Öncelikle bizimle görüşen hanımefendi çok ilgiliydi, ama o kadar ısrar etmemize rağmen asla bir indirim yapmadı, kış ayı ve hem düğün hem kına orada olacak asla asla yapamayız diye tutturdu, daha sonra ağebeyim ısrar etti de küçük bir indirim yaptılar.
Gelelim organizasyona, böyle ballandıra ballandıra anlattıkları şeyler hiç de öyle olmadı

Gold düğün salonu
KINA
1- Kına günü klimaları açmadılar, herkes dondu, salona ilk girdiğimizde buz gibiydi, herkes grip oldu, zaten korona başlangıcı vardı. Herkes üşüttü.
2- Gelin odası çok küçüktü, soyunmak problem oldu.
3- İkramlıklar daha fazla zannediyordum, bize verilen organizasyon dosyalarından farklı ikramlıklar vardı. 
4- Benim yanımda duran, yardımcı olan arkadaş çok acemiydi, neredeyse her şeyi kendim yaptım.
5- BUNU BÜYÜK HARFLERLE YAZICAM iyi okuyun, KUAFÖR BERBATTI!!!!
Gold düğün salonu kendi oteli ile çalışıyor, bende kına için saçımı oraya yaptırmaya gittim.
Allah'ım daha salona gitmeden saçım berbat oldu, düştü, kuaför buz gibiydi, hayatımda o kadar üşüdüğümü hatırlamıyorum. Hem de önceden görüşülüp anlatmama rağmen saç olayında batırdılar.

Gold düğün salonu

DÜĞÜN
Düğün tahmin ettiğiniz gibi telaşeyle geçti, sabah kalktım önce kuaför, sonra gelin alma vs...
1- Kuaför, kına günü yaşadığım olayı yaşamamak için başkası yapsın dedim, Caner bey yaptı.
Hatta ayrı bir VİP oda için 400 tl ücret verdik, odaya meyve, yiyecek gelecek dediler, gele gele tost geldi...
2- Makyajım güzel olmuştu, ama flaşa karşı parlamayan pudra kullanması gerekirdi, tüm fotoğraflarda yüzüm hayalet gibi.
3- Gelin almayı çekicez dedi düğün salonu, ne kadar çekilebilirse o kadar çekmişler.
4- Bana anlaşırken dediler ki senin yanında bir bayan vericez, düğün günü seninle ilgilenecek salonda,
damadın yanına da erkek biri onunla ilgilenecek. İyi dedim ben bizden de Serkan'dan da kimse bize bakmıyor iyi olur yanımızda, ne oldu dersiniz, Gelin odasına bir kişi geldi, böyle böyle olacak dedi gitti. Çıkışta, nikahtan sonra adamı görmedim, ne bize pasta ikram edildi ne bişi.
5- Düğündeki fotoğraflar berbat, hele kınadakiler çok çok kötü, bir tane düzgün fotom yok, o kadar üzüldüm ki...
6- Verilen sözlerle yapılanlar asla bir olmuyor, tabii ki aksamalar olur ona bişi diyemem ama 
GOLD Düğün Salonu benim için hayal kırıklığı.
7-  Düğünde verilen ikramlar güzelmiş, pasta falan çok güzeldi dedi misafirler, ondan memnun kaldık.
Ayrıca size şöyle bir ayrıntı vereyim, biz düğünden sonra Otellerinde kalalım dedik, düğünümüz sizde olacak 2 gün kalacağız ona göre bir fiyat verin dedik, salon başka dedi, oteli arıyoruz otel başka diyo, umurlarında değil. Böyle lakayt bir firma olmaz, yazık verilen paraya...
Tek iyi yanı müziği çok iyiydi, müzisyenler on numara, onun dışında profesyonellik yok maalesef..

Biz tüm aksiliğe rağmen çok eğlendik, hele kınada o kadar eğlendim ki anlatamam, 
şükür atlattık, benim tecrübelerim böyleydi, iyi araştırın, anlaşmayı iyi yapın, her şeyi sorun.
Benim gibi sineye çekmeyin!

Bursa'da çok seçenek var, uygun fiyata da salon var, daha pahalı güzel salonlarda var ama organizasyon pek yok maalesef, çok para da verseniz profesyonellik yok, alacağı parayı aldıktan sonra ucuzuda pahalısıda tırt.


instagram/@aycanhayatadair

9 Kasım 2020 Pazartesi

Evlendim! Söz hazırlığı -1

İsteme- Söz - Nişan
Hiç sevmediğim şeylerden bir tanesi nişan, söz merasimi, çok telaşeli ve stresli işler.
Sizin şehrinizde nasıl oluyor bilmiyorum ama Bursa'da damadın ailesi ve gelinin ailesi beraber alışverişe çıkıp, bohça düzülür, gelin ne isterse  damat tarafı alır, damat ne isterse gelin alır, daha sonra da çarşıda Çiçek ızgara'da yemek yenir. Biz bu işlere hiç girmedik, çünkü illa problem oluyor. Hiç karışmamak en güzeli, zevkler ve renkler tartışılmıyor, kendim daha sonra istediğim gibi alırım düşüncesi mevcut bende, ki öyle de oldu. Her şeyi Serkan'la beraber hallettik.
Kimse kimsenin ailesine bohça hazırlamasın, sadece gelin ve damada bohça yapılsın dedik.
Biz Serkan' a parfüm, iç çamaşırı, pijama, terlik, havlu koyduk.
Onlar da bana aynı şekilde gecelik takımı, terlik, ekstra Serkan'ın annesinin yaptığı çeyizler 
pike takımı, yatak örtüsü, yorgan, battaniye, havlu gibi çeyizlikler.
nişan bohçasına ne koyulur
Söz mendilimizi annem işledi, her şeyini annem yaptı, kutu bende vardı.
sevmiyorum dışarıdan alınanları, söz kutusu el emeği tamamen ve baklavamız, kız tarafı bohçası böyleydi. En önemli olayımız söz masası hazırlığı, çok çok çok yorulduğum, çarşılarda helak olduğum bir masa hazırladım ama yorgunluğuma değdi. En uyduruk nişan, söz masası 1000- 1500 'den başlıyor, zaten onları da beğenmezsiniz yani, ben de aldım Pinterest'i elime, başladım araştırmaya.
Kasım ayında olacağı için konsepti sonbahar olarak belirledim, beğendiğim bir söz- nişan masasının benzerini yapmak için malzemeleri toplamaya başladım.

söz masası hazırlama
Masanın örtüsü ile başlayalım, beyaz düz bir kumaş aldık annemle Bursa kumaş pazarından, aslında hepsinin fiyatları bile yazılı bende ama şimdi değişmiştir o nedenle yazmıyorum, neyse devam edeyim,
kumaşın kenarlarını geçtirdik terziye, daha sonra çuha kumaşları aldık ve kenarlarına aldığımız dantelleri annem dikti, halatla önden bağladık.
masanın üzerinde bulunan LOVE yazılı şişeleri tabii ki ben yaptım,
yapımını çekeceğim size ayrıntılı, kütükleri bir akrabamızdan ödünç aldım, şansıma onlarda varmış,
mumlar İkea'dan. 

evde söz masası süsleme
Yazıyı ise ince mdf tahtaya, marangozlardan kestirebilirsiniz, tahta boyası boyayıp tebeşile yazdım.
Kaktüslerim İkea'dan. Masanın üzerine kahve çekirdekleri ve kozalakla süsledim.
Bardak ise Paşabahçe'nin beyaz porselen kupası üzerine porselen kalemiyle yazıyı yazdım.

söz masası hazırlama
Kaç kez değiştirdim masayı siz tahmin edin :))
Evde söz masası hazırlama işi eğlenceli ama yorucu.

söz masası hazırlama
Bana en çok sorulan soru ne dağıttınız?
İkramlıkları anneciğimle yaptık, şunu söylemeliyim ki herkes eleştiriye gelince ooooo süper ama yardıma gelince yok! Sarma, börek, pasta, kurabiye ikramlık dağıttık.
Misafirlere hediye olarak kokulu taş verdik.
Şöyle ki kokulu taşlarıda ben yaptım, tek kalıpla 50 adet taş yaptım 1 hafta sürdü.
Kutuları aldım, etiketi tasarladım ve bastırdım, danteli annem dikti kutunun etrafına, kutuyla aynı renk küçük keselere koyup dağıttık. Yaptırsaydıkda aynı maliyet olurdu, çok uğraştım bunlarla, hem kendi işime bak, hem anneme yardım et, hem masaya koştur, of of çok yoruldum.

nişan tepsisi süsleme
Nişan tepsimizi de tabii ki ben hazırladım, tepsiyi aldım, evdeki çiçeklerden küçük buket yaptım, küçük kütükleri yapıştırdım ve oldu, bence çokda şık oldu.

söz masası evde nasıl hazırlanır
Benim şansım malzemelerin elimde olması, sizler aynısı olmasa da benzerini yapabilirsiniz.
Uygun fiyata yapmak çok zor ama söyleyeyim, tek tek toplamak çok yorucu, insan ruhen yoruluyor,
kafa zaten dolu, her şeyi kendinin yapması allak bullak ediyor her şeyi, bir insanın böyle zamanlarda yanında bir arkadaşı veya akrabası olacak ama maşallah bizde öyle bişi yok, hoş gerçi ettiler yardım haklarını da yiyemem ama destek yok destek. Annem, Serkan ve ben her şeyi hallettik.
Aslında çikolata gondolu olması gerekiyordu ama Serkan yavrum kendi kendine almış çikolatayı falan bilmediği için öyle kutuda getirdi, ah kıyamıyorum ona ben. Napsın o da kendi koşturdu hep.

kolay nişan masası hazırlama
Masayı hazırladım ama arka plan içimize sinmedi, Serkan ince tahtalardan çerçeve yaptı, bende o tahtayı tülle kapladım, perdeyi Nermin teyzeden ödünç aldık, şansımız varmış bir çok şey ayağımıza geldi.Yeşil dalların hikayesi ise çok ilginç, 20 sene evvel amcam bahçeye ekmiş olduğu ağacın dalından nişan masası süsledim :) Tüm yeşillikleri kestim, bağladım, yapıştırdım, yaptım.
Yazıyı da aynı şekilde boyayıp yazdım. 

söz nişan masası

           Nasıl geçtiğini anlamadığım bir gece oldu, hemen bitti, pek belli etmeseler de sanrım masamda herşeyi ben yaptım, annem annem annem  ah hhh annem...
Annem de çok yoruldu, güzel yorgunluklar geçti bitti.
   
1 yıl olmuş bile , ne çabuk geçiyor zaman...

Evde söz masası hazırlığım böyleydi, sizler nasıl yapardınız, beğendiniz mi?
Yorumlarınızı bekliyorum!



instagram /@aycanhayatadair




6 Kasım 2020 Cuma

Evlendim! Nasıl Evlendim! Yazı Dizisi

Merhaba!
Maskeler takılıysa "evlendim" yazı dizisine başlayabilirim.
İnanamayacaksınız ama EV- LEN-DİM!
instagram'da takip edenler biliyor hala etmiyorsanız ayıp ediyorsunuz ---->@aycanhayatadair
Nasıl tanıştık?
Ortak bir tanıdık vasıtasıyla tanıştık, her şey bir kahveyle başladı :)
Ben içimden asla olmaz diyorum, ortak yanımız yok, hoşça kal deyip giderim diyorum, adam konuşuyor, ben bırakayım gideceğiniz yere diye ısrar ediyor. Allah'ım daha eve girmeden mesajlar atıyor, arıyor.
Bir kaç kez yemeğe falan çıktık, ben yine kibar kibar bak sen farklısın ben farklıyım demeye getiriyorum ama yok adam anlamıyor, sürekli "olur, ben sana uyarım, elimden geleni yaparım" nasıl söyleyeceğim, olmaz diye kendimi yiyorum. Rüya gibi bir yemek yedik, o akşamı unutamıyorum ondan sonra arkadaşlığımız ilerledi. İşte böyle derken derken yeşil gözlü, bal köpüğü saçlı, uzun boylu, hafif kilolu, adı Serkan olan adama ısınıp sevmeye başlıyorum :) İkimizde yaşımızı alan, mantıklı ve ciddi düşünen insanlarız ama Serkan' kalsa 15 gün içinde evleneceğiz.
Bir dur dedim, biraz birbirimizi tanıyalım, iyi güzel geziyoruz oh istediğimiz gibi, dert yok tasa yok (en güzel zamanlar keyfini çıkarın) ama çok erken. Bana da bak çok bilmiş gibi bekleyelim dedim dedim 3 ay sonunda "evlenelim bu iş uzamasın o zaman dedim"aslında ben evlenme teklif etmişim adama, bak ne kadar salağım.Sonra ailelere söyledik, tanışma, hazırlık, isteme, söz, kına, düğün, alışveriş, çeyizzz
gibi dünyanın en gereksiz ama en gerekli işleriyle uğraşıp evimizi kurduk.
Şimdi hazırlıkla başlayalım...

instagram aycanhayatadair
pinterest.com/aycanhayatadair
youtube.com/aycanhayatadair

30 Eylül 2020 Çarşamba

Neden Ambalajlı Süt?

 

 

Çocukluğumda en sevdiğim şeylerden biri de  ben okuldan geldikten sonra yemeğimi yerken kapının çalması, sütçünün gelmesi ve annemin tencerelere doldurttuğu sütü kaynatmasıydı.  Niye derseniz, mis gibi tazecik sütü kaynadıktan sonra ılıtıp lıkır lıkır içmeyi çok severdim. Her ne kadar kaymağını ayırsam da o kaymak sonra birikir, kahvaltıda balla kavuşur, ekmeğime konardı. 

 

Sonra aradan yıllar geçti. Ben büyüdüm. Haliyle biraz azalttım süt içmeyi. Ama yine de hiç vazgeçmedim süt sevgimden. 

Eskisi gibi sütçü gelmiyor kapıya ama her yerde açıkta satılan süt görmeye başladım.  Neredeyse her köşe başında açık süt bidonları var. Her ne kadar kaynamış sütü bardağa koyup ılıttıktan sonra içmeyi özlesem de açıkçası ben açık süt almıyorum. Çünkü güvenemiyorum. Sizde de öyle mi? 

Açık sütlerin nereden geldiğini tam bilmiyorum. Bunca virüs, bakteri, mikrop ortalıkta dolaşırken ben bu sütleri güvenip alamıyorum. Bu konuda biraz araştırma da yaptım. Açık süt hakkında öğrendiklerim bu konudaki şüphelerimi haklı çıkardı. 

 

Öncelikle en şaşırdığım nokta şuydu; açık süt aldığımızda evde kaynatırken besin değerinde ve vitaminlerinde ciddi kayba neden oluyoruz. Zaten çocuklar ve yaşlılar sütü özellikle besin değeri için tüketiyor. Onu  da neden kaybedelim ki?  Ayrıca ambalajlı UHT ve pastörize sütler kontrollü bir şekilde ısıl işlemden geçtiği için besin değerini korurken, insan sağlığına zararlı mikrop ve bakterilerden arındırılıyor. Ama açık sütler denetlenmediği için bu sağlık riski hep var. Çok ürkütücü!

 

Bir de “ısıl işlem” kulağıma biraz garip gelmişti ki onu da araştırdım. Isıl işlem dediğimiz şey zaten tüm dünyada insan sağlığına zarar verme potansiyeli yüksek mikroorganizmaların sütten uzaklaştırılması amacıyla uygulanan bir teknolojik yöntem. Bu yöntem esnasında sütlere katkı maddesi de eklenmiyor. Ayrıca Isıl İşlem Görmüş İçme Sütleri Tebliği diye bir tebliğ var ve sütler bu tebliğe uygun olarak ısıl işlemden geçiriliyor. Tabii bir de işin teknolojik boyutu var. Isıl işlem olarak kullanılan pastörizasyon ve UHT teknolojileri, tüm dünyada kullanılan, sağlık otoriteleri tarafından da kabul edilmiş en ileri teknolojiler. Teknolojiye güvenmenin ve kendi faydamıza kullanmanın güzel bir örneği yani süt meselesi.

Ben bu nedenlerle ambalajlı sütleri tercih ediyorum anlayacağınız. Zaten açık süte en başında soru işaretiyle yaklaşırken, şimdi bu araştırmalarımla tamamen uzaklaştım, ambalajlı pastörize ve UHT sütlere güvendim. Eğer hala soru işaretleriniz varsa lütfen konuyu burada bırakmayın ve siz de biraz araştırın. 

Bir boomads advertorial içeriğidir.

5 Eylül 2020 Cumartesi

Bade Natural Uçucu Yağ ve Body Sprey

 Bade Natural Aroma Terapi yağı ve Body Sprey 

Bloguma geri dönüş güzel bir ürün incelemesiyle geliyor, Covid-19 tüm dünyayı etkiledi, yaşamayı,
gezmeyi, dışarıda olmayı, sevdiklerimizin yanında olmanın ne kadar kıymetli olduğunu bize hatırlattı.
Kısıtlamalarda evimizde izole olduğumuzda, dışarıya hasret kaldığımız o zor günlerde sizleri ferahlatacak,  %100 doğal  Bade Natural markasından bahsetmek istiyorum. 
Ürünleri kimyasal, sentetik, doğal olmayan hiçbir ürün içermeyen markanın oldukça geniş yelpazesi var.
Cilt bakım setleri, aroma terapi yağları, saç bakımı...

Bade natural

İlk olarak Saf Koruma uçucu yağından bahsetmek istiyorum;
Sıkıldınız içiniz daraldı, evde yemek kokusu var, temizlikten bıktınız, çamaşır suyu sizi esir aldı,
şöyle bir kafa dinlemek, elinizde kitap okumak, ayaklarınızı uzatıp gündemden uzaklaşmak istediniz size göre bir ürün buldum. Uçucu yağları bu gibi durumlarda ya da istediğiniz zaman, ofiste, işte, evde odanın kokusunu tazelemek ve temiz tutmak  için kullanabilirsiniz. Nasıl mı?
Buhardanlık veya difüzör içerisindeki suya 1- 2 damla damlatın, bu kadar basit.
Pek çok çeşidi bulunan uçucu yağları siteden inceleyebilirsiniz.
İndirim fırsatlarını kaçırmayın, benden söylemesi.

Bade natural
Buhardanlık  nedir diyenler için :)


Bir diğer ürün ise vücut spreyi,  ahhh bu ürün tam eşim Serkan için yapılmış diyebilirim.
Ürünün en güzel yanı böcek ve sineklerin korkulu rüyası olması.
Serkan kadar sinekten nefret eden birisi olamazzzz...
Özellikle balkonda rahat oturmamızı sağladı, ferahlatan bir kokusu var. Limon otu, nane, okaliptüs.
Cildi nemlendirmesi cabası, 100 ml olan ürünün %100 doğal olması içimizi rahatlatıyor, çünkü bu günlerde ihtiyacımız olan son şey kimyasal. 

Şu an pek çok ürün indirimde, 75 tl ve üzeri alışverişlerde kargo bedava fırsatından yararlanmak için  buradan ışınlanıyoruz.

Benim deneyimlerim bunlardı, sizler Bade natural markasının ürünlerinden kullandınız mı?
Yorumlarınızı bekliyorum. 

instagram @aycanhayatadair