Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...

30 Mart 2015 Pazartesi

Clinique 3 Adımlı Cilt Bakım Seti | Yorumlarım

Merhaba!
Mendebur pazartesiden selamlar, sevgiler.
Yeterince kullandığımı düşündüğüm Clinique üçlü bakım setini yazmak farz oldu.

Clinique 3 Adımlı Cilt Bakım Seti

Cildim kuru karma o nedenle ben cilt tipi 2'ye uygunum.
75 tl değerinde olan seti Clinique sitesinden aldım.
Büyük beklentiler içine girdim kullanmaya başlamadan önce ancak
pek de memnun kaldığımı söyleyemeyeceğim.
Set; yüz yıkama jeli, tonik ve nemlendiriciden oluşuyor.

Yüz yıkama jeli; makyajımı misel su ile sildikten sonra yüz yıkama jeli ile
yıkıyorum. Makyaj yaptığım zamanlarda kullanıyorum genellikle bu ürünü.
Eğer makyaj yapmadıysam sadece misel su ile silip nemlendiriyorum cildimi.
Yani genel olarak sevdim ama yüzümde hafif de olsa bir gerginlik hissettim.
Zor arındıyorum, sanki cildimde jelin kayganlığını suyla temizleyemiyormuşum gibi
geliyor.  Ürün 50 ml. Ben koku alamadım, Kullanan varsa yorum yazsın:)


Tonik; aman Allah'ım bu nasıl bir tonik, iki veya üç kez kullandım cildim alev aldı resmen.
Sivilcelendi. Kullanamadım, kuzenime verdim o da aynı şekilde kullanamadı.
Kokusu ilaç gibi, çok kötü. 100 ml.


Nemlendirici; cildimin pul pul dökülmesini ve o kötü kuru görüntüyü düzeltti.
Hatta mevsim değişikliğinden yağlanmaya başlayan cildim için bi tık fazla
gelmeye başladı . Kışın vazgeçilmezi oldu. Ürün 30 ml. Kokusu yok.


Yukarıda da okuduğunuz gibi bu setten  en sevdiğim ürün
nemlendirici krem oldu. Yıkama jeli ile de geçinip gidiyoruz ama tüm setten
memnun kalmadığım için bu parayı hak etmiyor bence.
Tekrar alacağım tek ürün nemlendirici krem.

Benim görüşlerim bu şekildeydi, kullanan varsa yorumlarını almayı çok isterim.


Takipte kalın!
instagram/aycanhatadair
twitter/aycanhayatadair
youtube/aycanhayatadair


27 Mart 2015 Cuma

İzledim | Kocan Kadar Konuş

Merhaba!
Ö-lü-yo-rum! Abartmıyorum arkadaşlar cidden ölüyorum!
Bahar alerjisinden gözüm açılmıyor, nasıl bir şey bu, dışarıda anca iki saat kaldım 
akşama eve geldim resmen bit-tim. Gözlerim şiş ve sürekli yaşlar akıyor, salya sümük, hapşırık,
 alev topları atılıyormuşcasına yanan bir surat. Allah'ım baharı es geçip direkt yaza geçebilme
gibi bir ihtimalimiz var mı? Bir insanın en sevdiği mevsim İlkbahar olup, nasıl bu kadar zor geçer
bu mevsim. Aşk- nefret ilişkisi resmen. Bir şeyimde normal olsa yeminle dişimi kırıcam.
(Ayyy bu sıralar dişde demeyin n'olur. Sonra yazacağım bu diş olayını, yıldım)
Evet... ne diyordum; kocan kadar konuş filmine gittim.
(Sonunda evden çıkıp, gidebildim.)

Kocan Kadar Konuş

Annemle beraber gittiğimiz filmi çok çok çok gülerek izledik.
Kafa dağıtmak istiyorsanız hemen gidin, gerçekten çok komik.
Aslında ben filmden çok annemin hareketlerine gülüyorum.
Kadın safi problem. Daha avm kapısından içeri girer girmez "tuvalet nerede" diye söylenmeye
başladı. Alışkınım bu hallere naparsın annemdir, çekerim :) Başım üzerinde yeri var.
Gittik biletleri aldık. Dedim ki "koy çantana elimde telefon var, çekim yapıyorum"
(Evet, vlog çektim :)
"5 dk. sonra bileti versene bişiye bakıcam" dedim. 20 dk. çantasında bilet aradık :)
Hiç önemli değil, annemdir sonuçta. 
Filmin saati geldi, salona girdik, film başladı, Annem yine kıpır kıpır.
- N'oldu anne?
- offff çok yakın, filmi göremiyorum, ben televizyona alışkınım, rahat izleyemiyorum!
Atın beni denizlere, yalan dünya size kalsın şarkını Kayahan bana yazmış.
- Neyi göremiyorsun anne? Karşında işte, izle.
Kızmış bir tavırla  - tamam. 
Allah'tan filmi beğendi, hatta kızın terk ediliş sahnesinde gözlerini sildiğini gördüm.
Kıyamam, aklına ben geldim galiba, aşkımdan yerleri tırmaladığım zamanlar
az kahrımı çekmedi annem :) Ahhh ahhh gençlik :)
Evet arkadaşlar siz film bitti olay bitti zannediyorsunuz ama biz bir posta daha
tuvalet seromonisi yaşayıp eve doğru yola çıktık. Kadın gezmeye iyi alıştı,
- hadi yarın yine sinemaya gidelim. Demez mi? Der!
Ben pert oldum alerjiden, kadın yarın yine gidelim diyor. 
Bak ya... ben filmi yazacaktım neler yazmışım.

Film çok komikti, romantik komedi sevmem Eternal sunshine of the spotless mind ve Amelie
dışında bugüne kadar kalbimden vuran aşk, meşk filmi izlemedim.
KKK benim için asla vakit kaybı değildi, bir film için bunu söylemek cidden çok önemli.
Kısaca gidin, izleyin. Sadece Murat Yıldırım için bile gidilir. Adam yeni platanoğim.
Murattttttttttttttttttttttttt! :)

Bugünün kısacık vlogu için buyrun!




Takipte kalın!
instagram/aycanhatadair




26 Mart 2015 Perşembe

Eyeliner Kapışması Var!

Merhaba!
Hafiften moraller bozuk, boğazlar şiş olsa da blogu boşlamayalım değil mi?
Dışarı çıkamıyorum, yerimden kalkamıyorum ama yazımı yazarım arkadaş!
Bu sıralar "Esrarengiz Bahçe" kitabını alamadığım için yastayım :(
Nasıl taktıysam evde kuduruyorum resmen. "Esrarengiz Bahçe de ne ola ki"
diye soranlara; büyüklere boyama kitabı, rengarenk kalemlerle boyama yapıyorsunuz.
1 milyon satmış bu boyama kitabı. Vay arkadaş!
Offf yazarken bile içim gidiyor, bir yerim şişcek valla :( 
(Şişcek dedim ya şişti zaten, bknz: boğazlar şiş, grip oldum. )
Neyse şikayet etmeyi bırakıp hemen konumuza geçelim.

revlon,essence eyeliner
Dün Revlon colorstay eyeliner yazısını yazmıştım, şurada okuyabilirsiniz 
Şimdi Maybelline, Revlon, Essence karşılaştırması yapalım.

revlon,essence eyeliner
Soldan sağa; 
Suya dayanıklı, simsiyah, çok zor çıkan, göz kapağına iz yapmayan,
likit bir ürün. Eksi yanı sürdükten sonra göz kapağında gerilme yapıyor ve çatlamalar oluşuyor.

Göz kapağımda iz yapıyor, verdiği siyahlık beni tatmin etmiyor artık.
Kuruduğu için uygulama öncesi sıcakta bekletmem gerekiyor,
Kendine ait uygulama fırçası var. 

Revlon colorstay 
İçlerinde sürümü en kolay olan eyeliner.
Kalıcılığı iyi, göz kapağımda iz yapmadı .
Zor çıktığı için göz kapağımı kazımasam daha iyi olacak ama :(
(yağlı göz kapaklarına sahibim ancak bu iz olayı kişiden kişiye değişiyor)
Siyahlığı beni tatmin etti. İki kat geçtiğimde çok çok iyi sonuç alıyorum.
Uygulama fırçası mevcut. Tasarımı da çok şık. 


Tüm bunlara istinaen kazananı açıklıyorum;
Revlon!


Takipte kalın!


25 Mart 2015 Çarşamba

Revlon ColorStay Eyeliner İnceleme

Merhaba!
Revlon Revlon dedik, alın size Revon!
Ulan hayatım olmuş teflon napim ben Revlon'u :)
Ayyy... bu espri gerçekten çok kötü oldu, özür diliyorum!
Hiç lafı uzatmadan esas konumuza dönelim o zaman.

Revlon ColorStay Eyeliner
Revlon ürünlerini ne kadar merak ettiğimiz ve lip butter'ını çok severek kullandığımı şu
yazımda yazmıştım. Bugünün konusu ise Colorstay eyeliner.


Revlon ColorStay Eyeliner
Jel eyeliner'lar gibi kavanoz ve kendi fırçası var.
Yumuşak bir dokuya sahip.


Revlon ColorStay Eyeliner
Bugüne kadar Maybelline, Essence'in jel eyelinerlarını kullandım ve söylemeliyim ki
içlerinde en başarılısı Revlon! Neden mi?
Rengi siyah ve göze sürdüğünüzde o istediğiniz siyahlığı size veriyor,
tabii ki likit eyelinerlar gibi bir sonuç beklemeyin ama yumuşak dokusuna
rağmen oldukça başarılı. Kalıcığına gelirsek; Maybelline bir süre sonra göz kapağımda
belli belirsiz siyah bir gölge yapıyordu ancak bu üründe böyle bir problem yaşamadım.
Hemen sabitleniyor. Eksi yanı ise  çıkmıyor, siliyorum, siliyorum zor çıkarıyorum
o nedenle biraz sinir bozucu.  İçinde kendi fırçası olması artı bir özellik, her ne kadar
ben fırçasını kullanmasamda fırçaya da para vermek istemeyenler için güzel düşünülmüş.
Tasarımı da çok şık :)
Fiyatı hakkında bir bilgim yok, Bursa'ya daha gelmedi
Revlon standı :(  Merakla bekliyorum! 

Revlon ColorStay Eyeliner
Gözde duruşu bu şekilde.

Genel olarak sevdiğim ve bu sıralar elimin gittiği bir ürün oldu. 
Revlon ürünlerini Watsons'larda bulabilirsiniz.

Yarın ya da bir gün eyeliner karşılaştırması yapacağım o nedenle
takipte kalın!

24 Mart 2015 Salı

Emily Dudak Kalemleri || İnceleme

Merhaba!
Bir oradan, bir buradan paylaşım yapmaya devam ediyorum.
Dünkü yazımda "dikkat edin, hasta olmayın" dedim, "maşallah dediğim üç gün yaşıyor",
sabah bir kalktım boğazlar ceviz kıvamında :( Offf...
Bugünün blog konusu  Emily dudak kalemleri.

Emily Dudak Kalemleri

Dudak kalemi kullananlar kulübü olarak Emily markasının ürünlerini çok severek
kullanıyorum. Eğer dudaklarınız şekilsizse ve rujunuzun çabuk çıktığından şikayet
ediyorsanız dudak kalemi kullanmamanız içten bile değil. Özellikle kırmızı ve koyu
tonlu rujlarda mutlaka dudak kalemi kullanmalıyız.

Emily Dudak Kalemleri
Swatchlanmış fotoğrafta,
solda; 204 numara
sağda; 211 numara

 Kalıcılığı, renkleri, mat duruşları, fiyatları ve tüm marketlerde
bulunabilme özelliğiyle tercih edilesi bir ürün.
Dudaktan yağ gibi kayıyorlar ve sizi delirtmiyorlar  :)
Her markette var dedim ya, vallahi her bakkalda bile olabilir çünkü hiç olmadık yerlerde
kasanın yanında görüyorum bu kalemleri. Fiyatı; 2.75 tl gibi bir şey, oldukça uygun,
tek eksik yanı istediğim renkleri bulamamak, genelde hep kırmızılar kalıyor :(
Nude tonları çokça tercih ettiğim için 204 ve 211 numaraları  her rujumda benimle birlikte.
Rujumu sürmeden önce dudaklarımı çerçeveliyorum hatta dudağıma da  hafif dokunuşlar
yapıp daha sonra rujumu sürüyorum, böylece daha kalıcı ve belirgin dudaklara sahip oluyorum.

211 numara hediye gelmişti, 204 numarayı ben almıştım şimdi hatırladım :)

Takipte kalmayanlar varmış!
instagram/aycanahayatadair
twitter/aycanahayatadair
youtube/aycanahayatadair


23 Mart 2015 Pazartesi

CupCake Dekupajlı Tepsi Çalışması

Merhaba!
Sevilmeyen, nefret edilen pazartesiden selamlar, sevgiler!
Malum havalar bir soğuk bir sıcak herkes grip olmuş yatıyor, aman diyim çok dikkatli olun!
Bu uyarımdan sonra hemen çalışmama geçeyim :)

CupCake Dekupajlı Tepsi
Paylaşmayı unuttuğum bir çalışma daha ile karşınızdayım.
Oldukça büyük bir tepsiydi boyaması çok zor oldu, ama azim ettim ve başardım.

İlk olarak zımpara yaptım ahşabı boyaya hazırladım.
İki renk çalıştığım için renk ayrım yerlerinde kağıt bant kullandım.
Cupcake desenlerini her zaman yaptığım gibi boyutlarını photoshop programında
boyutlarını ayarladıktan sonra yazıcıdan çıktı aldım. (dekupaj yapacaksınız toner ile
baskı yapan bir yazıcıdan çıktı almalısınız) Dekupaj tutkalı ile kestiğim cupcake
desenlerini yapıştırdım. Şuradan nasıl yapıldığını izleyebilirsiniz.


CupCake Dekupajlı Tepsi
Kenarlarına ise stencil kalıbı ise yuvarlak desenler yaptım.
Son olarak vernik attım ve işlem bitti :)

Nasıl olmuş beğendiniz mi?
Youtube ve instagram kanalımdan çekilişle hediye edebilirim bu tepsiyi,
ne dersiniz, yapalım mı çekiliş?

Takipte kalın!

21 Mart 2015 Cumartesi

Kocan Kadar Konuş

Merhaba!
 Reklamının çok iyi yapıldığını düşündüğüm ancak okumayı pek de istemediğim 
(içinde koca kelimesi geçtiği için) bir kitaptı  Şebnem Burcuoğlu'nun kaleminden çıkan 
"kocan kadar konuş." Nedense Bursa kitap fuarında elim hep bu kitaba gitti. Sonunda dayanamayıp
aldım. Okuduktan sonra "iyiki de almışım" dedim :)
Konusu; Efsun artık 30 yaşındadır ve aile baskısı ile evlenmek için geç kaldığını düşünmeye
başlamıştır. Olduğu gibi olan, taktik bilmeyen, kitap aşkıyla yanıp tutuşan, makyaj nedir
bilmeyen Efsun'un annesi,anneannesi, teyzesi, kuzenleri ve kız kardeşleriyle olan ilişkisi,
aldığı tavsiyeler üzerine hayatının aşkı Sinan' a işkence edişini yazarın çok çok iyi gözlemleri
eşliğinde akıcı bir dille okuyoruz. Okuyoruz hem gülüyoruz, hem kendimizden çok şeyler
buluyoruz :) Şahsen ben kendimi Efsun karakterine çok yakın hissettim. 

Kocan Kadar Konuş

Neden mi?
Efsun'da evlenmeyi hiç düşünmeyip kuzeni 23 yaşında zengin kocayı
bulunca farkına varıyor "geç mi kaldım?" sorusunu kendisine soruyor.
Aaaaa... bu kız bana çok tanıdık geliyor, ya size?

Saçma sapan ilişkiler yaşıyor, her birinde fedakarlık yapıp anlayışlı
davranıyor. Sonunda terk edilen hep o oluyor.
 Tamam, bu kısım bana  pek uymuyor :)
Çünkü benim tepem attımı noktayı koyarım :)


Hayatının aşkı liseden arkadaşı tapılası Sinan. 
Onu unutamamış. Belki de her tanıştığı adamda o temiz duyguyu aramış
ama bulamamış. Hımmm... aslına bakarsanız benim de köpek gibi aşık
olduğum bir lise aşkım vardı. Ama ben o kadar çok çirkindim ki
hani ben olsam bana bakmam o derece :) Çocuk napsın :)


Annesiyle olan ilişkisi mesela, pek çok ortak noktamız var.
Kitabı okuyunca dönüp benim hezeyan yazılarına bir göz atın,
özel hayat çok fazla paylaşmasamda annemle olan ilişkim  ile oldukça benzer. 
Örnek; ben yeni biriyle tanışayım "yok bu olmaz yae"
deyip eve gelince  bizimki direkifleri verir; 
 "Öyle ilk buluşmada bişi anlaşılmaz, bi daha çık."
 Çocuk arar bu kapıda beni dinler "neden öyle dedin, yanlış anlar"
"Hemen her şeyini anlatma"   
"İlk o konuşsun" 
"Bu durmaz hemen anlatır her boku" gibi gibi... sonu gelmeyen taktikler verir. 


Kitapta sosyal medyaya da  eleştiriler var.
Aslında ilişkiyi sosyal medya üzerinden yaşayıp millete "sevgilim varrrrrrr"
diye höyküren yeni nesile bir eleştiri bu. 
Sosyal medya ile ilişkisi hiç ama hiç olmayan Efsun, kardeşleri
vasıtasıyla sırasıyla facebook, twitter, instagram'a dahil olup
sevgilisi Sinan'ı stalk'lıyor. Tabii bu durum bünyede ağırlık yapınca
dengesi şaşıyor, işler çığrından çıkıyor.
Bu sosyal medya zor iş arkadaş, yemin ediyorum bağımlılık yapıyor.
Ne yazdı? Ne paylaşımış? Whatsapp'a en son ne zaman görülmüş?
Yıpratıyoruz kendimizi, yoruyoruz, bıktırıyoruz!
Sosyal medyanın tek güzel yanı; ilişki bitiminde laf sokmak :) Bayılıyorum!
Offf ben 90'lara dönmek istiyorum yae...
Ne güzel dedikodular gelişi güzel yapılıyordu, hayal gücümüzü çalıştırıp 
"kim kimden hoşlanıyor" "çıkıyorlar mı acaba" gibi çok önem arz eden soruları
kare bulmaca gibi çözmeye çalışırdık. Şimdi her şey mal gibi meydanda
"kim kiminle nerede" şak şak fotolar palaşılıyor. Paylaşmayan ezik, kezban
sıfatını yiyip benim gibi evde kalıyor. Ağlamak istiyorum! Varsa bir omuzunuzu alırım :)

Kah çok güldüğüm, kah tespitlere bakıp;  hımmm... türk kızı olarak biz bu erkeklere
çok yüz veriyoruz, bu öküzler hakketen hak etmiyorlar bu kadar iyi niyeti dediğim anlar
çok oldu. Yazık bize bee... Neler çekiyoruz :)
Diğer yandan erkeklere de hak vermiyor değilim; kızlar  evlenmeyi kafayı takmış,
 taktik manyağı olmuşlar resmen. Napsın garipler :)
Bu denklem çözülmez arkadaş, böyle uzar gider.

Yalın olmalı ilişki, şeffaf, dobra, sefkatli, vicdanlı!
Aaaaa resmen duygusala bağladım!
Benden beklenmeyen hareketler bunlar. 
Bana göre taktik maktik yalan arkadaş, seviyorsan git konuş bence!
(Örnek; Efsun, kitabın sonu)


Kitabı beyaz perdede izleyeceğiz.
 20 Mart'ta vizyona giren filmi şahsen ben gidip izleyeceğim,
izlediğim zaman yorumları yazmamı isterseniz söyleyin!

Haydi benden bu kadar, yorumlarınızı bekliyorum!

Takipte kalın!

20 Mart 2015 Cuma

Farmona El ve Tırnak Kremi

Merhaba!
Konu el kremi olunca "eller eller eller" diyerek sesi ve güzelliği dışında ellerinin zarifliğiyle nam salmış olan
Emel Sayın'ı anmadan geçmek istemiyorum. :)
Kışı yavaş yavaş uğurluyoruz ancakk ellerimiz üzerinde bıraktığı kuruluk ve yıpranmışlığı
uğurlayabiliyor muyuz? Sizi bilmem ama ben el kremi sürmeyi alışkanlık haline getireli
yaklaşık olarak iki sene oluyor. Annem sağ olsun krem sürmeyi hiç sevmediğinden evimizde
minicik bir arko krem oldurdu, o da bir iki kullanım sonrasında kaybolur giderdi.
Ben de ki kozmetik merakı başladığından beridir hem anneme, hem de kendime
krem kullanmayı öğrettim. Cildim çok kuru, hatta aşırı kuru bu nedenle bir çok
krem kullandım. Şimdilerde ise severek kullandığım Farmona el kremini
tanıtmak istedim sizlere; 

Farmona El ve Tırnak Kremi
Farmona markasını Neşeli Buluşma etkinliğiden tanıdım.
İyi ki tanımışım çünkü bu el kremini ailece çok ama çok sevdik.
-Çabuk emiliyor. ♥
- Kokusu çok hafif, rahatsız edici değil.
- Kullanım sonrası elinizin yumuşacık olduğunu hissediyorsunuz.
- Tırnaklara da bakım vaad ediyor. Benim tırnaklarımda
pek bir değişim olmadığını söylemeliyim halen çok çabuk kırılıyor :(
-İçerisinde olan argan, shea, tatlı badem yağı elleri besliyor, yeniiliyor. 
Evet, bu vaadini yerine getiriyor. 
- Kullandığınız anda tüm el kremleri ellerinizi yumuşacık yapıyor, ama bu ürünün
özelliği; düzenli kullandığınızda besleyici ve yaşlandırmama etkisinin olması.
-İçerinsinde zararlı koruyucular, renklendirici olmaması, Hipoalerjenik olması
ürünün bir diğer tercih edilesi özellikleri.
- Ürün 100 ml
- Fiyatı 23,00 tl 

Farmona El ve Tırnak Kremi

Bizleri bu güzel ürünle tanıştırdığı için Farmona'ya teşekkür ediyorum.

Satın almak için Tık!


Takipte kalın!

19 Mart 2015 Perşembe

"Revlon Strawberry Shortcake Lip Butter" İnceleme

Merhaba!
Gün geçmiyor ki hayatımda yeni bir olay olmasın! Geçen gün 3 defa okuduğum 
Küçük Prens kitabını hatim etmekle meşguldüm. İtiraf etmem gerekirse 
ilkokul türkçe kitabında fil yutmuş boğa yılanını görmüş hatta kısa bir bölümünü okumuş 
hiçbir şey anlamamıştım. Şu yaşıma geldim biraz utanmakla beraber kitabı ilk defa okuduğumu
yazmaktan çekiniyorum. Hayat işte, nedense okumamışım. Geç olsun, güç olmasın!
Velhasılıkelam başucu kitabım oldu Küçük Prens :)
Yazacağım başlığa bakın girişe bakın :) Tamam tamam hemen konuya giriyorum.
Geçen hafta hediye gelen Watsons paketini şuradan okuyabilirsiniz.
Revlon artık Watsons'da satışta, markanın en merak ettiğim ürünü ise rujları ve eyelinerıydı.
Paketin içinden bana Strawberry Shortcake isimli lip butter çıktı.


Lip Butter; nemlendirme özelliği yüksek renkli ruj demiş Nesneslis ,aynen katılıyorum ona.
Oldukça yoğun yapılı bir ürün, pigmentasyon için aynı şeyi söyleyemeceğim.
Zaten asıl amaç nemli bir görüntü oluşturmak.

İlkbahar ve yaz aylarında tercih edebileceğim çok şeker bir pembe.
Dudakta parlak bir görüntü oluşturuyor ve lip butter olmanın hakkını veriyor, nemlendirmesi
çok iyi. Ancak dudağınız çatlak, patlak ise kusurları belli ediyor.
O nedenle dudak peelingi yapıp öyle kullanmanızı tavsiye ediyorum.
Kahve telvesiyle peeling yapabilirsiniz, dudaklarınız yumuşacık olur.
Daha sonra rujunuzu uygulayın güzel ve sağlıklı dudaklara kavuşun.
Sonra bir bakmışsınız hayatınızın aşkını bulmuşsunuz, çocuğu öpmelere doyamamışsınız :)
Sonra da bana gelin teşekkür edin heeee :)

revlon lip butter




Hafif renklerde rujum olsun, dudaklarımı kurutmasın, kalıcılığıda orta seviyede
olsun, aman Revlon olsun 3 kuruş fazla olsun diyorsanız; buyrun size
Strawberry Shortcake lip butter.
Watsons'larda bulabilirsiniz, Revlon standları yavaş yavaş tüm şubelerde yerini alıyor.


Takipte kalın!
instagram/aycanhayatadair
twitter/aycanahayatadair
Youtube/Aycan Hayata Dair
Facebook/Hayata dair



18 Mart 2015 Çarşamba

60 Hyundai i10’dan #BiriYakışırSANA!

Sana’sız mutfak olur mu hiç :) Yıllardır mutfaklarımızdan hiç eksik olmayan Sana, 2015’te mutfaklarımızı daha da şenlendireceğe benziyor. Neden mi? Çünkü Sana, 60 şanslıya Hyundai i10 kazandırıyor!
#BiriYakışırSANA kampanyası şimdiden TV’de, billboard’larda, gazetelerde, her yerde karşımıza çıkıyor ve sosyal medyada en çok konuşulan kampanyaların başında geliyor. Eee, Sana ne de olsa 1 değil, 10 değil, tam 60 araba veriyor, “Biri yakışır sana” diyor :) Kampanyaya katılmak için tek yapmanız gereken Sana paketlerinin iç yüzünde veya Sana kaselerinin folyolarında yer alan şifreyi ad, soyad ve adresinizle birlikte 6635’e SMS’le yollamak veya www.sanabirtarifimvar.com adresi üzerinden paylaşmak... Küçük bir hatırlatma: Çekilişe katıldığınız şifreli Sana ambalajlarını ve alışveriş fişlerinizi de saklamayı unutmayın. 60 şanslının araba hayallerini gerçekleştirecek olan Sana’ya teşekkürler!
23 Nisan’a dek sürecek olan kampanya boyunca daha çok Sana, daha çok çekiliş hakkı demek... O yüzden hanımlar, sofralarınızı Sana’lı kekler, börekler ve yemeklerle donatmanın tam zamanı :)
Detaylı bilgi için www.sanabirtarifimvar.com’u ziyaret edebilirsiniz.
Bir boomads advertorial içeriğidir.

Oleg Cassini Kahvaltı Etkinliği

Merhaba!
Sıkı durun kızlar! Sizlere çok önemli haberlerim var, ya da girişi şöyle mi yapsam?
Evlenecekler, evlenmeyi düşünenler, evlenmeyi düşünüp damat adayı bulamayanlar; 
Oleg Cassini markasından muhteşem haberlerle bloga döndüm!
Bir türk kızı eli kalem tutmaya başladığında ne yapar? Çok düşünmenize
gerek yok "gelinlik modelini çizip, düğününü planlar" Hatırlıyorum lise döneminde
kızlarla sürekli gelinliğimiz nasıl olacak diye konuşurduk. Kahrolsun bağzı hayeller!
Konuşurken sürekli bir çıkmaza düşer elimizde kalem önümüzde defter "yaaaa ben gelinliğimin modelini kendim çizip diktireceğim"  diye saçma sapan şeyler çizerdik. Masumduk, hayeller
kuruyorduk, bilmiyorduk ki; çizilen gelinlik asla dikilmez, dikilse de asla çizdiğin, hayal
ettiğin gibi olmaz. Diyorum ya masumduk diye :) İşte ben bu "tasarımcı ruhu" 
hayatının en önemli gününde ortaya çıkaran ve yamuk yumuk bir gelinlikle, ağlamaktan
akan makyajla, sinir, stres dolu gelin ve damadın olduğu düğünlere çok gittim.
Sizlerin bu duruma düşmemesi için elimden geldiği kadar Oleg Cassini markasını
tanıtacağım.  Anlayacağınız her şey sizin için. Modaliza ve Bir mutlululuk atölyesi
 ile Bursa Anatolium Avm'de gerçekleşen Oleg Cassini kahvaltı etkinliğine gittik.


İronik olan damat adayımın bile olmadığı şu günlerde iki gelin adayı ile gelinlik
ve abiye etkinliğine gitmem :) Vay arkadaş! Böyle blogger az bulunur. 
Her şey sizler için, kıymetimi bilin :) Mağazaya girer girmez "aradığını burada bulamazsan
nerede bulursun" diye içimden geçirmedim değil. Oldukça şık gelinlik ve abiyeler arasında
seçim yapmakta zorlanabilirsiniz. Oleg Cassini markası hakkında bilgi verecek olursak
1940 ve 1950'li yıllarında Hollywood film stüdyolarında tasarımcı olarak çalışmış.
Marilyn Monroe, Grace Kelly, Natalie Wood gibi efsanevi starları giydirmiştir.
1960 yılında ABD eski başkanı J.F Kennedy'nin eşi Jacqueline Kennedy tarafından
Beyaz Saray'ın resmi tasarımcısı olarak atanmış, Amerikan tarihinin en ünlü
First Lady'sinin imajını yaratan Cassini'ni tasarımları çok kısa sürede tüm dünyada
takip edilip, moda dünyasına yön vermiştir. 
Şimdi "amannn banane ya ben evlenmicem ki"
diye söylenebilirsiniz sakin olun! Abiyelere göz atıp katılacağınız düğün ve davetlerde 
gecenin en şık kadını olabilirsiniz. Aksesuar konusunda da oldukça zengin seçenekler var.
Gelinlikte 200 adet modeliyle ve her zevke hitap eden abiye seçenekleriyle
Oleg Cassini sizleri bekliyor. Özel dikim yaplımıyor ancak beğendiğiniz modeli
seçip bedeninize uygun gelinlik geliyor, oldu ki düğün zamanı kendinizi yemeğe verdiniz
ya da iştah kalmadı zayıfladınız mağazaya gidip son hazırlıkları yaptırabiliyorsunuz.
Fiyatlarda gayet uygun siteden bakabilirsiniz.
Bu etkinliğe gideceğimi söylediğim zaman arkadaşım Ece İnce "bana fotoğraf at"
diye iyice tembihledi. Etkinlikte gelinlik ve abiyeleri modeller üzerinde göremediğimiz
için maalesef fotoğraf yollayamadım. Ece gibi sizleri de şöyleee internet sitesine alayım:)

Tüm modelleri incelemek için www.olegcassini.com.tr




Hepinize "janımmm bu gelinliği istiyoroum" diye kapris yapacağınız
damat adayları diliyor ve yazımı sonlandırıyorum.

Takipte kalın!




Ne Yapmıyoruz?

Selamlar!
Sinir bozucu telefon alarmıyla  uykusundan küfür ede ede buz gibi soğukta otobüs bekleyip işe giden.
 "Hafta sonu da geliyo ohhh be" diye cumartesinin gelişini çarşambadan kutlayan, kendine bir nevi teselli veren güzel insan; sana da selam!

Ne yapmıyoruz?
Mesela insanı salak yerine koymuyoruz, neyse söylüyoruz, ne kendimizi rezil ediyoruz
ne karşımızda ki kişiyi.


Karşımızda olan kişilik için "iyi insan" demiyoruz!

Kimseyle uğraşmıyoruz!

Kafamız rahat yaşıyoruz, keyfimize bakıyoruz!

Bloga bol post hazırlıyoruz!

Doların çıkışını kafamıza takmıyoruz, vah vah çekmiyoruz!

Sinir olmuyoruz, sakin oluyoruz!

Bundan sonra kimseyi adam yerine koymuyoruz!

Seçimleri düşünmüyoruz, ne olacaksa oluyor zaten.

Postları yazıp yayınlamayı unutmuyoruz!
(mesela bu yazıyı 3 ay önce yazmışım o kadar güncel ki, duruma o kadar uyuyor ki
sanki bilerek yazmışım, maalesef tarih tekkerrür ediyor benim hayatımda, döngüyü kıramıyorum)

'Ne yapmıyoruz?' yazıları gelecek takipte kalın!

instagram/aycanhayatadair
twitter/aycanhayatadair
youtube/aycanhayatadair

17 Mart 2015 Salı

İlk 10 || Kitap Mimi #14

Merhaba!
"Yeni bir mim ve ben" başlıklı yazıma hoş geldiniz!
Kitap okumanın nasıl bir duygu olduğunu yazmayacağım.
Ben de hiç hayal gücü yok diyenlerin bile hangi serüvenlere gittiklerini,
cümle kurmada ve ifadede insanın dilinin nasıl güçlendiğini, algıların değiştiğini,
ruhsal dinginliği yazmayacağım tabii ki. Bunlar fasa fisoysa size kitap okumanın
en havalı şeklini yazayım; yazın 55° sıcakta deniz kenarında yağdan vıcık vıcık olmuş
vücudunuzla, gözünüzde çakma RayBan'le, seksi bikininizle, elinizde ki kitabınızla o kadar
havalı olursunuz ki, sırf bunun için kitap okuyanlar var bilesiniz. :)




Evettt... Bu konuya da açıklık getirdiğimize göre Buralı Olmayanlar Lokili'nin 
mim davetine geçebilirim. Sevdiğimiz kitap ve yazarlardan bir liste isteniyor bu mimde.
İlk 10 zor ama yazmaya çalışayım :)

1-Antoine de Saint Exupery - Küçük Prens
2- George R.R Martin - Game of Thrones
3- Reşat Nuri Güntekin - Çalıkuşu
4- Aziz Nesin - Tüm kitapları
5- Dan Brown - Melekler ve Şeytanlar
6-Paulo Coelho - Veronika Ölmek İstiyor
7- Gülse Birsel - Velev ki Ciddiyim 

Bunlar okuduklarım bir de çok okumak istediklerim var;

8- Selahattin Ali - Kürk Mantolu Madonna
9- Ahmet Ümit tüm kitapları
10 numara da sizden tavsiye alayım :)

Ben kimleri mimliyorum?

Masum İnciler (Kendisi tam bir kitap kurdudur)
Ece İnce 
Modaliza
Büsra Kızgın
Hayatın İçinden
Mavi Pembe Huydur Ben de





16 Mart 2015 Pazartesi

Cosmo&Care 8 Mart Dünya Kadınlar Günü Etkinliği

Merhaba!
Instagram paylaşımlarını yapıp hevesinizi kursağınızda bırakacağımı mı sandınız?
 Çok eğlendiğimiz, bilgendiğimiz, bilgilendirdiğimiz bir etkinlik yazısı ile daha birlikteyiz 
sayın takipçi, okuyucu, yolu tesadüfen bu blogdan geçen yolcu. 
Geçen hafta bildiğiniz üzere 8 Mart dünya kadınlar gününü kutladık.
Cosmo&Care bizleri unutmamış ve kadınlar gününde bloggerlar ile bir kahvaltı etkinliği
düzenlemiş. "Davete icabet gerekir" dedik yola çıktık. 
Saat 10:00'da gerçekleşecek olan kahvaltı için 07:00'da uyanmak zor gelse de kalktım,
makyajımı yaptım, giyindim, süslendim 3 vesait değiştirerek etkinliğin olduğu mekana geldim.
"Geldim" dediysem aslında "geldik" demek daha doğru bir tabir olur, çünkü kızlarla buluşup hep beraber 
toplu bir giriş yaptık mekana  :) Kalhavltı salonu harika görünüyordu, her şey bizim için özenle hazırlanmış.

Yalan yok vallahi kahvaltımız çok güzeldi :)

Bir yandan kahvaltımzı ederken, diğer yandan Cosmo&Care kurucusu Metin bey, organisazyonu
gerçekleştiren Simge hanım bizlerle karşılıklı  fikir alışverişinde bulundular.
Şöyle ki; Cosmo&Care mağazasında hangi markaları görmek isteriz, ne gibi 
ürünler revaçta vb.. bir çok konu konuşuldu. Bizler de sizlerin bize sorduğu soruları,
istek ve görüşlerinizi Metin bey ile paylaştık. Hem bizler için verimli, hem de firma
için güzel bir söyleşi gerçekleşti. 


Bloggerlar bir araya gelirse ne yapar?
Tabii ki selfie çekilir.
Pınar ve selfie çubuğu adlı bir fotoğraf albümü çıkarmak istiyorum :)


Elite dergiside bizimle birlikteydi, fotoğraflar için teşekkür ederim, güzel kareler.
Hangisi seçsem diye düşünüp durdum sonunda kolaj yaptım :)


Etkinlikten kareler ile yazımıza devam ediyoruz :)


Bursa'lı bloggerlara verdiği değerden ötürü Como&Care çalışanlarına, Metin beye, Simge hanıma,
organizasyonda emeği geçen herkese çok teşekkür ederiz. 
Güzel bir Dünya Kadınlar Günü kutladık. Günün sonunda kırmızı karanfillerimiz ve hediyelerimiz
ile kahve içmek üzere yola koyulduk :)



 Kırmızı karanfillere bayıldık, yol boyunca herkes fotoğraf çekme yarışındaydı.
En güzel hediyemiz çiçeklerimiz oldu.
Boşuna dememişler kadınlar çiçektir :) Yüzümde ki sırıtık ifadeden ne kadar mutlu olduğum bellidir diye umuyorum, ayrıca yazmama gerek yok değil mi? Bizleri boş göndermeyen Cosmo&Care'a
hediyeleri için teşekkür ederim.


Katılan blogger arkadaşlarım, sol baştan;
Makyajın Kimyası
Gul-Sev- Sar
Mavi Pembe Huydur Bende
Ben
Bir Mutluluk Atölyesi
Büşra Kızgın
Mavi Lavanta
İsim Yoktu Blog
Masum İnciler
Hayatın İçinden


Bir yazının daha sonuna geldik sevgili okuyucu, gönül ister sayfalarca yazayım ama maalesef
pilim bitmek üzere. Pazartesi gününüze renk kattığımı düşünüyorum, sizde bi zahmet yorum yazın taaaam mı? :)))


Takipte kalıyorsunuz beni delirtmiyorsunuz!
instagram/aycanhayatadair
twitter/aycanhayatadair
youtube/Aycan Hayata Dair 


14 Mart 2015 Cumartesi

Digital Diyet Bitti! İşte Geldim Buradayım

Merhaba sosyal medya ve blog ahalisi!  Nasılsınız? 
Ben biraz sıkıntılı günleri geride bırakmak, kafamı toplamak için yaklaşık olarak 5 gündür yoktum.
Yoktum derken buhar olup uçmadım tabii ki :) Annemle beraber uzak diyarlara göçtük geldik.
Anladık ki bize evimizden başka her yer cehennem. Dünyanın en güzel yeri evimmiş meğerse.
 Siz pek bir meraklarda kalmışsınız, onlarca e-posta, bildirim gelmiş.
Hepsine tek tek dönmeye çalışıyorum, lütfen biraz anlayış :)
Tam 5 gündür digital dünyadan uzakta kaldım. Belki sizler için çok kısa bir zaman,
ama benim gibi blog yazan, sosyal medya delileri için çok büyük bir rakam "5".
Yani şöyle de diyebiliriz "5 gün = 1 yıl" blogcular için :) Interstellar filmi gibi :))
Peki ne oldu da sen bu kadar doldun diye soracak olursanız ki soracağınızı tahmin ediyorum,
vallahi çokda önemli şeyler değil aslında, hayatla alakalı çözemediğim, yerimi kabullenemediğim,
potansiyelimi değerlendiremediğim, her şeyi çok büyüttüğüm şeyler, kısacası beyinimi yediğim 
zaman kaçmak bana çokkk iyi geldi :)  
Arayıp da ulaşamayan çok akıllı kuzenciğim ise  "kocaya mı kaçtın" diye
mesaj atması akıllara zarar bir tahmin olmuş. Bizim aile neyin kafasını yaşıyor :)
Telaşa düşerek beni annemin telinden arayıp bulan Ece'ye ise sevgilerimi iletiyorum.
Canım o beniimmm ♥♥♥ 
Gitmenin en güzel yanı dönmek olmalı. O merak ve telaş hali :)
Acaba ne olmuş diye bir hışım telefonu açmak ve bildirimleri görmek.
Sevdim ben bu "digital diyeti" ara sıra yapacağım.
Digital diyeti biraz açmak gerekirse; internet ve telefonu hayatınızdan çıkarmak olarak
tarif edebiliriz. Televizyon ise serbest :) Aslında daha kapsamlı bir diyet olabilir ama maalesef şartlar bunu gerektirdi, gönül ister dağda bir evmiz olsun elektirik falan olmasın soba başında nostalji yapalım, hayaller soba başında kestane, hayatlar ufo başında yoğurt ekmek :) 
Kader, gelecek güzel günlere diyerek Pollayanna tavrımızı sürdürüyoruz.
Güzel gelişmeler de olmuş ben yokken,
blogum ve kanalım ile ilgili çok güzel teklifler almışım, umarım hepsi gerçekleşir.
İhtiyacım var güzel şeyler duymaya haberiniz ola :)


digital diyet
İletişimimiz sadece böyle bir telefon üzerinden sağlandı 5 gündür :)


-------•-•-•--------

Geldiğim zaman canımı sıkan minicik bir olay daha oldu.
Neden insanlar karşılıklı konuşmayıp da saçma sapan bahaneler üretip kaçıyor.
Dertleri neyse yüzüme söyleseler daha şık olmaz mı?
Zaten yokum kendimle zor uğraşıyorum, çocuk gibi saçma sapan bir olayın saçma
bahanesini duyduğum zaman iyice kızdım. Sadece yakışmadığını, hoş olmadığını söyleyip
bir daha asla açmamak üzere konuyu kapatıyorum. Tavır çok yanlış.
Lütfen biraz egolarınıza sahip çıkın erkekler
hoppp dedik yani! Allah'ım nasıl bir özgüvenim var benim, 1000 erkeğe bedelim :)
Ayıp edilen bişi varsa yazmaktan, söylemekten çekinmem böyle biline.

Yarışmacı arkadaşlara başarılar diliyor bu yarışmadan 0 puanla
ayrılanlara teselli ikramiyesi yok diyerek kafalarını dağlara taşlara vurmalarını tavsiye ediyorum :)
Ya da nasıl isterlerse öyle yapsınlar, kendileri bilir!

Yorumlarınızı bekliyorum!
Takipte kalın!




13 Mart 2015 Cuma

Essence ile Göz Kamaştıran Tırnaklar

Avrupa’nın lider kozmetik markası essence ile rengarenk, sanat eseri görünümünde tırnaklara kavuşabilir, tarzını sergileyebilirsin! 

Genç kızların gözde markası essence tırnak ürünleri ile 3 boyutlu efektler, grafiti desenler, dalgalar, renkli çizgiler gibi farklı stiller oluşturabilir, yaratıcılığını konuşturabilirsin. Zengin renk alternatifleri ile hayal ettiğin renklerde bakımlı tırnaklara sahip olabilmek için essence sana rehberlik edecek.



essence ojelerdeki efekt çılgınlığı sürüyor. essence effect oje ile trendlere uygun olarak göz alıcı efektler ile 3 boyutlu, dokunulası tırnaklar yaratmak çok kolay! Şeker, sim, pırlanta ve puantiye efektlerinden oluşan 14 farklı renk seçeneği mevcut.



Kum efekti veren essence nail art parlak kum cila olmazsa olmaz listesinin üstlerinde! Favori ojeni sür, kurumasını bekle ve ardından kum görünümlü cilayı uygulayarak 3D efektli tırnaklara kavuş!


essence nail art hello foils! solüsyon&transfer folyoları ile son moda grafiti desenli tırnaklara ulaşabilir, essence nail art stickerları ile havalı tasarımları tırnağına taşıyabilirsin. 


Farklı stiller oluşturabileceğin essence mıknatıslı tırnak tasarımı ile kalpler, dalgalar, çılgın daireler,zig-zaglar yaratabilirsin. Bunun için tasarımlardan birini seçmen, mıknatısı istediğin  konuma getirerek henüz tam kurumamış olan manyetik oje üzerine 15 saniye boyunca tutman yeterli.
Tırnak bakımını da ihmal etmemek lazım. essence studio nails 4 in 1 törpü ile sadece 4 adımda mükemmel manikürlü tırnaklara kavuşabilirsin. Bu tırnak törpüsü tırnaklarını kısaltır, temizler, yumuşatır ve cilalar.


essence studio nails ultra tırnak onarıcı ise keratin içeriği ile yumuşak ve kırılgan tırnakları güçlendirir. Kendi başına veya baz cila olarak kullanılabilir.


Basın Bültenidir.

7 Mart 2015 Cumartesi

8 Mart Alışverişi

Merhaba!
Memleketin her türlü manyağının çilesini çeken kadınlar olarak indirimlerden daha fazla şeyi
bekliyoruz. Zaten kutlanacak pek bir durumu da yok şuraya bakıp neden 8 Mart kadınlar günü 
kutluyoruz diye kendimize genel kültür babında bir şeyler katabiliriz.
8 Mart ile ilgili söyleyeceğim bir şey de; şu ünlüler kendilerini çeşit çeşit boyayıp fotoğraf çektiriyor ya artık çok samimiyetsiz geliyor. Bu konu hakkında söyleyeceklerim bu kadar, tabii ki sistem her zaman olduğu gibi bugünü de öyle güzel kullanıyor ki alışveriş yapmadan duramıyoruz.
Ben de bir güzel alışverişimi yaptım ve sizlerle paylaşmak üzere bu postu yazıyorum.



Hafif sıyrıklarla atlattığım bir indirim zamanı oldu.

Golden Rose velvet matte ruju ne zamandır istiyordum. No: 23 
İndirimsiz fiyatı 14.90 tl. İndirimli ise 10 tl'ye geldi.

Flormar Terracotta mat farın ise her indirimde peşinden koşup her seferinde hayal kırıklığı 
yaşadığım bir üründü. Sonunda pes edip indirimsiz olarak aldım.
Fiyatı 24.90 tl.

Wet'N Wild farlarda indirim vardı tekli farlar 3.90 tl'ydi.
Neden aldım bilmiyorum, sayısını bilmediğim kadar çok farım var aslında.
Olsun bulunsun sizlere de hediye edebilirim :)


Benim indirim alışverişim böyle kısa ve öz oldu.
Sizler neler aldınız, beni meraklarda bırakmayın!
Yorumlarınızı bekliyorum!


6 Mart 2015 Cuma

Hiss-i Kable'l-Vuku

Merhaba!
Günlerden Cuma, ne diyoruz o zaman; herkese hayırlı cumalar! 
Bu mübarek günde güzel şeylerden bahsedip sizleri de pozitif enerjimle doldurmak,
sevgi pıtırcığı halimle yanaklarınızı sıkmak istiyorum. 
Haydi bakalım dün benim için nasıl geçmiş, başıma neler gelmiş yazalım.

Dün gece rüyamda çok yakın bir arkadaşımı gördüm "bunda çok da bir anormallik
yok" dediğinizi duyar gibiyim.  Evet buraya kadar normal, ama bundan sonrası biraz 
hiss-i kable'l-vuku olayına giriyor. Sabah bir kalktım rüyamda gördüğüm arkadaşımdan 
 telefonuma mesaj gelmiş, hem çok sevindiğim bir haber, hem de çok şaşırdığım bir gelişme olmuş hayatında. Canım arkadaşım hayırlısı olsun, çok sevindim Allah bize de nasip eder inşallah :)
Ne olduğunu sormayın :)
Bu tarz rüyalarla alakalı  şeyler başıma çok geldiği için şaşırmıyorum, daha da şaşırtıcı olan olaya gelirsek; biliyorsunuz Watsons bloggerlarla çalışan bir firma, birçok bloggera tanıtım amaçlı hediyeler gönderiyor. Biz garipler de ağızımızın suyu aka aka bakıp "watsons bizi de görecek mi?" diye yandan yandan kıskanç bakışlar atıp tırnaklarımızı yiyoruz. Gece ig'de tur atarken Revlon
ürünlerini bloggerlarda görünce ben de yine bir kıskançlık, dudaklarımı yeme hali başladı.
Sabah arkadaşımın rüyası ile ilgili annemle konuşurken, birden "kargo geldi aşağı inin" diye
ses geldi. Annem de koştur koştur indi aşağı, elinde paket geldi.
Şaşırdım, adres tanımadığım bir adres, isim desen onu da tanımıyorum.
"Birisi beni öldürmeye çalışmasın, şarbon falan göndermesin" diye söylene söylene açtım paketi.
Kısa süreli bir felç halinden sonra çığlık, sevinç nağraları, zıplama halleri :)


Watsons güzel bir paket göndermiş gördüğünüz üzere.
Nasıl sevindim anlatamam, insan değerli hissediyor, yaptığım işe değer verilip takdir edilmesi paha biçilemez bir şey. Ben bu sevinçle annemin elime verdiği bezle evi dört köşe temizledim.
En son camları silerken kuzen geldi "gel ablacım sana cam silmeyi öğreteyim" dedim,
"ben kendimi kocama saklıyorum" dedi. Ulan bunca sene benim neden aklıma gelmedi bu cevap.
Bundan sonra annem "şunu öğren, bunu yap" derse cevabım belli "ben kendimi kocama saklıyorum" :) 

İyi ki blog tutuyorum, yazıyorum diyor sizleri yorum köşesine bekliyorum!
Takipte kalın!


4 Mart 2015 Çarşamba

"Maybelline the Falsies Volum Express Mascara" İnceleme

Merhaba!
Kozmetiğe merakım malum, bu sıralar biraz uzaklaşmış olsam da yakından takipteyim.
Hangi marka gelmiş, neler çıkmış benden kaçmaz.
Yaaaa... insanın morali bozukken bişiler yazması çok zormuş :( 
Her şey üst üste gelirde içinden çıkamaz bir hal alırsın ya, bu hafta benim için öyleydi.
Umarım her şey yoluna girer!
Konudan uzaklaşmadan hemen ana konumuza gelelim, bir hatunun olmazsa olmazı; "rimeller" 
bazen sürmeyi bile unutuyorum ama onlardan vazgeçemiyorum.

Çok severek kullandığım ancak bir yönüyle kendinden nefret ettiğim bir ürün 
incelemesi yapacağız :)

Maybelline the Falsies Volum Express Mascara

O kadar severek kullandım ki bu ürünü, kirpiklere dolgunluk veriyor, uzatıyor.
Adeta takma kirpik etkisi :)


Maybelline the Falsies Volum Express Mascara
- Kıl fırçaya sahip
- Dolgunluk ve hacim on numara.
- Bir süre sonra dökülme yapıyor :(
- Kolay temizleniyor.
- Ağırlık yapmıyor.
- En kötü hatta alınmaması için nedeni ise; çabucak kuruması.
-Alalı bir ay bile olmadan kurudu, tamam belki deli paralar vermiyoruz, ama 
bu kadar çabuk kuruması kötü hatta berbat. 

Kuruduğu zaman ilk işim; rimeli sıcak su dolu bir bardağın içine koyup beklemek oldu.
Baktım tam olarak kuruluk gitmedi içine 1 damla kadar badem yağı damlattım, az da olsa
ömrü uzadı ve kullanmaya devam ettim. Aldığım tarih üzerinden  yaklaşık 1 yıl geçmesine
rağmen yok canıyla bile kokusu bozulmadı ve kirpiklerimi uzattı.


Evet!!! Benim deneyimlerim bu şekildeydi, sizler bu rimeli kullandınız mı?
Yorumlarınızı bekliyorum!

Bir de tartışma başlatmak istiyorum!
Rimel mi, maskara mı?
Haydi pammık eller klavyeye :)

Hepinize çok güzel haftalar diliyor, gerçekleştirmeyi düşündüğüm seyahatim için bana
şans dilemenizi istiyorum, 

Takipte kalın! 

2 Mart 2015 Pazartesi

Burcu Esmersoy ve Refika Birgül “Fırından Lezzetler Yarışması” için Fırın Başına Geçti!

Lay’s Fırından, tüm Türkiye’den tariflerin alınacağı “Lay’s ile Fırından Lezzetler” yarışması için mutfakta kendine güvenen herkesi yarışmaya davet ediyor. Lay’s Facebook sayfasında paylaşılacak tarifler, Burcu Esmersoy ve Refika Birgül’ün oluşturduğu jüri tarafından değerlendirilecek. Dereceye giren en lezzetli 5 tarifin sahibi İstanbul’da gerçekleşecek büyük finalde yarışmaya hak kazanacak.
Lay’s Fırından, lezzetinden ödün vermeden sadece fırınlanarak hazırlanması ve %50 daha az yağlı olmasıyla favorilerimden! Şimdi de benim gibi yemek yapmayı sevenler için harika bir haberim var!
Tüm Türkiye’den birbirinden lezzetli tariflerin yarışacağı “Lay’s Fırından Lezzetler Yarışması’’ 16 Şubat  - 20 Mart tarihleri arasında Lay’s Facebook sayfası üzerinden gerçekleşiyor. Ekranların güzel ve formda sunucusu Burcu Esmersoy ve Türk mutfağına yenilikçi bir bakış açısı getiren Refika Birgül’ün jüri koltuğunda oturduğu yarışmada, fırından lezzetler kıyasıya yarışacak.
Yarışmaya, Lay’s Facebook sayfasına yemek tarifinizi ve tarifin fotoğrafını yükleyerek katılabilirsiniz. Kampanyanın her aşamasında katılımcıların gönderdikleri içerikler; yaratıcılık, özgünlük, uygun pişirme süresi kriterleri göz önünde bulundurularak jüri tarafından değerlendirilecek. Jürinin seçeceği 5 tarifin sahibi İstanbul’da gerçekleşecek büyük finalde yarışmaya hak kazanacak.
Finalde tariflerini hazırlayarak jürinin beğenisine sunacak olan yarışmacılardan kazanan “Fırın Lezzeti” ustası ise beyaz eşya setinin sahibi olacak ve tarifini Lay’s paketleri üzerinden tüm Türkiye ile paylaşma şansı yakalayacak.
Tarifinize güveniyorsanız sizi böyle alalım.
Bir boomads advertorial içeriğidir.