Merhaba!
Berbat bir haftanın muhteşem Pazar'ından selamlar, saygılar sevgili takip edip bir zahmet blogu okuyanlar. Şimdi ben bu postu gece 22.00'da yazdığım için size geçmişten selam söylüyorum yani :)
Bir elimde kumanda, bir elimde telefon, kucağımda laptop hem yazıyorum, hem fotoğraf paylaşıyorum, hem de tv'de Fargo'yu izliyorum :) Ayyy Allah'ım ne kadar marifetli bir insanım ben!
Bu kadar marifetli olmak bünyeme ağır geliyor o nedenle ben hemen konuya geçip sizleri "ayyy hadi beee ne yazacaksan yaz" söylenmesinden kurtarayım :)
Sabah uyandım hapşuu, burnum akıyor hapşu olayından daha yeni kurtulan biri olarak etkinlik öncesi evde ufak çaplı pardon "zombiler dünyayı ele geçirirse ne yaparız" büyüklüğünde bir kriz çıktı.
Neden kriz çıktı diye çok düşünmenize gerek yok değil mi? Ne giyeceğim krizi tabii ki!
Grip mikrobunu öldüren 10 antibiyotik ve kredi kartının verdiği yetkiye dayanarak bir, iki şey aldım.
Etkinlik günü geldi çattı! Ama kriz halen devam ediyordu, güm güm diye kapıtılan dolap kapıları duvarları dövüyor, saçlar adeta ip gibi yolunup yerlere atılıyordu, tüm kıyafetler yatağın üzerine atılmış "suçumuz neydi?" diye haykırıyordu :) Durum böyle olunca yapacak tek şey kalıyor! Gayet sade giyinmek :) Zaten gripten yeni kurtuldum riske gerek yok diyerek siyah kazak giydim düştüm yollara :) Merak etmeyin bu sefer havam bin beş yüz öyle
şurada olduğu gibi ayaklarım ağrımadan günü bitirdim, bitirdim ama önce gidişimi yazayım, tam evden çıkıyorum otobüse binmeye durağa gideceğim bir de ne göreyim amcam arabayla kapıda, sağ olsun bırakayım dedi.
Hiç ikiletmem hemen kendimi arabaya attım. Etkinliğin yapılacağı otel bize çok yakın 5 dk. bile sürmedi gitmek ama otelin kapısına geldiğimizde çok komikti. Çünkü benim amcam olay adamdır.
Koştur koştur arabadan indi, kapımı açtı "buyrun Aycan hanım" "buyrun Aycan hanım" diye diye arabadan indirdi beni, bir de ceketini falan ilikliyor böyle karşımda sanki özel şoför :)
Kapıya kadar geldim içeri gireceğim bu sefer de arkamdan sesleniyor "kaçta geleyim almaya"
ooooo havam tavan cnm, "5'de gelin" dedim, içeri girdim :) Geldi mi peki almaya? Gelmedi :(
Etkinliğin yapılacağı salona çıktık kızlarla, hızlıca geçiyorum buraları, annem okusa bu postu yediğini içtiğini sıçtığını yazıyon diyecek :)) Uzunnnn bir fotoğraf çekiminden sonra (altta fotoğraflarımızı görebilirsiniz. )
Sevgili Balköpüğünün "Daha çok okunan bloglar" workshop'u başladı.
Hepimizin az çok bildiği ama Gizem'in üzerine basa basa söylediği şeyleri kafama zamklamak istiyorum çünkü ben kurallara hiç uymuyorum, tavsiye dinlemiyorum :)
(Şu an saat 00.00 makyajımı bile silemedim, annem uyudu, yarın işim var ve ben hâlâ postu tamamlamaya çalışıyorum :( Ne kadar kıymetimi bilseniz az, pazartesiye sizlerin yüzü gülsün diye yapılıyor bu fedakarlıklar. Biliyorum hep okuyorsunuz ama hiç haber vermeden gidiyorsunuz, vallahi yorum yazmayana post falan yok bundan sonra ona göre :)
İşte sonra workshop bitti , çekilişler başladı bizim masa biraz şansızdı ama olsun :)
İlk çekiliş Makyajın Kimyası blogunun sahibi Fatma'ya mı çıktı, bana mı hatırlamıyorum ama sonra sırasıyla hepimiz birer hediye kazandık.
Bana ne mi çıktı?
Bir sonra ki postta yazacağım cnm biraz sabırlı olun!
Çekilişler bitti, pasta kesildi, cupcakeler yendi, kahveler içildi, tekrar fotoğraflar çekildi :)
Sponsorlar bizlere çok güzel hediyeler göndermişler bir sonraki postta hepsi incelenecek.
Hediye poşetleri ağırdı, dediğim gibi otel bize çok yakın yürüme mesafesinde ama poşetler ağır, ayağımda da topuklu botlar var, yok anacım yok ben akıllanmam yine giydim topukluları ama bu sefer o kadar
drama yapmayacağım.
SuveMakyaj blogunun sahibesi Büşra ile elimizde poşetler konuşa konuşa yürüyoruz. Kısa mesafe yürüyüş sonunda boş dolmuş geldi ve ben pırrrrrr eve :)
Gerisi malum oturdum bilgisayar başına yazıyorum da yazıyorum.
Eğlenceli fotoğraflarımıza geçelim mi? Geçelim geçelim!
Bu leziz cupcakeler Cansu Çakar pary organisazyonun eseri.
instagram/cansucakarpartyog
Bu cici masa Pöti.kr organizasyon'un eseri.
Nereye bakacağımıza şaşırdık, fotoğraf çekmelere doyamadık.
Aramıza Ankara'nın bağlarından kopmuş gelmiş şeker bir kız katıldı :)
Sağda, turuncu saçlarıyla hepimizi gün boyu gülümsetti Bahar.
Çekiliş için çok güzel bir hediye kutusu da hazırlamış ki bize çıkmadı, şansımıza öyle bir sövdük ki hep beraber, şaka şaka biz terbiyeli kızlarız asla küfür etmeyiz tamam mı hıhhh...
Ve diğer fıstıklar;
Her şey için teşekkürler, emeğin ve çalışmanın karşılığını çok sevilerek alıyorsun bundan daha güzeli olamaz herhalde. Umarım bizde çok okunan, sevilesi bloglar olabiliriz.
Bursa'ya hoş geldin!
Yeni tanıştığım iki güzel hatun; sağ alt foto pembe gömlekli Gülşah ve sağ üst Esin.
Solda ise Büşra ve ben.
Benim blogum için tık, ayyyy ne yazıyorum ben ya zaten benim blogdasınız :)
Kafa gitti, saat 01:56 oldu :(
Sona kalan dona kalmaz bu blogda :)
Soldan iki fıstık Elif ve Tuğba
Elin'in blog için
tık, Tuğba'nın blogu için
tık.
Mutlu bir kareye fotoğraflar için teşekkür ederiz :)
Sağ baştan mavili güzel ise Ankara'dan Nihan.
Yazı bitti ben bitmedim, halen makyajımı temizlemedim, yüzüm pırıl pırıl parlıyor annemde
çok güzelsin tühh tühhh maşallah diyor, anne yüzümde nur yok sadece fondöten parlıyor, eğer biraz daha makyajımı temizlemezsem cildimde larvalar oluşacak gerisini yazmıyorum bile :)
Her şey aklımdayken yazdım gitti!
Okuduysan ve yorum yazmıyorsan evde kalasın inş., evliysen de çocuğun çok yaramaz olur inşallah Görüyorsunuz gayet güzel beddualar ediyorum :)
Takip etmeyen de ne olsun! Ohaa... çok abarttım :)