Merhaba!
Yazlık dizi arayışına girenlere muhteşem bir tavsiye Netfelix'de yayınlanan 3. sezonun finalini yapmış "Orange is the new black" . 3 sezon kadar geç kalınmış bir tanıtım yazısı ile karşınızdayım dostlar.
Haydi hemen başlayalım;
Kısaca konusu; Piper Chapman 32 yaşında işinde gücünde nişanlı bir kadındır.
Her şey yolunda giderken üniversite yıllarında işlediği bir suçtan dolayı 15 ay
hapis yatmak zorunda kalır. Okumuş, başarılı hatta nişanlı, evlenmek üzere
olan Piper için hiç bilmediği, tahmin bile edemediği bir hapishane hayatı başlar.
İçinde bulunduğu hayatı yan karakterler, flashbacklar eşliğinde izliyoruz.
Karakterler ise muhteşem ötesi, hemen tanıyalım.
Piper Chapman ( Taylor Schilling )
Başrolümüzde olan Piper biseksüel bir hatun , dizide bazen başrol olduğunu bile
unutuyorum, o kadar güzel yan karakterler var ki Piper'ın salaklıklarını görmüyorum bile.
Hapishaneye ilk adım attığında sudan çıkmış balığa dönen, nasıl davranması hakkında
en ufak bir bilgi sahibi olmayan bu alık bakışlı hatun şimdilerde oooooo :)
Neyse spoiler vermeyeyim. Çok sevmiyorum kendisini, çok bilmiş şey nolucak :)
Larry Bloom (Jason Biggs)
Ayy bu adam tam bir salak, Piper bu dangalağı nereden bulmuş bilmem.
Birde yazarım diye geçiniyor salak.
Piper'in nişanlısı anlaşılacağı üzere, ilk iki sezon izlerken tahammül etmeye çalışın :)
Alex Vause (Laura Prepon)
Ve Tanrı kadını yarattı, bu nasıl bir güzellik, bu kadın taş :)
Alex demek tehlike demek, Alex demek aşk demek, Piper'ın belalı eski aşkı.
Alex ve Piper aynı hapishanede kalıyorlar, pek hoş bir durum değil tabii ki, sonuçta
Piper, Alex yüzünden hapishanede. Neyse çok fazla anlatmak istemiyorum ama bu kadın
çok güzel ya :) Ulan lezbiyen mi olucam bu yaştan sonra :)
Red (Kate Mulgrew)
Rus mafyası ile iş yapan bu kırmızılı kadından uzak durun!
Anacan ama sert bir kişilik kendisi, hapishanede yemek işlerinde sorumlu, yaptığı işe
tutkuyla bağlı, saygı duymak zorunda kaldığınız kabadayılardan kendisi.
Tanıdıkça seveceksiniz, çok şekerdir :)
Crazy Eyes (Uzo Aduba)
Hastasıyız dede :)
Nasıl başarılı bir oyuncu, nasıl güzel bir karakter.
Anlata anlata bitiremiyorum :) en iyisi anlatmayayım, izleyin bana hak vereceksiniz.
Nicky ( Natasha Lyonne)
Sevimli ama iradesiz bir kişilik Nicky, Red'i çok kızdırdığı zamanlar oldu.
Affedildi ama, ailenin yaramaz kızı.
Dayanara Diaz (Dascha Polanco)
Tüm gardiyanların aşık olduğu latino hatun.
Neresinin güzel olduğunu halen çözemedim :)
Hamile falan kalıyor, başına olmadık işler açıyor.
Joe Caputo (Nick Sandow)
Aslında yazacağım çok karakter var ama kısa keseyim, yoksa acayip uzun bir post olacak.
Joe Caputo dizinin vicdanı gibi geliyor bana, en aklı başında karakter, tabii hemen aklınıza
on numara bir kişilik gelmesin onunda zayıf yönleri var ama seviyorum bu adamı :)
Kısaca karakterleri yazdım affedin çünkü bir yazsam bitiremem, ellerim titriyor daha ayrıntılı yazmak için inanın, izleyince bana hak vereceksiniz.
Benim görüşlerim ise; ba-yı-lı-yo-rum bu diziye, harika, izlerken keşke bitmesin diye izliyorum. Aslına bakarsanız bölümler alışa geldiğimiz Amerikan dramalarından uzun her bölüm bir saat sürüyor, ama zaman nasıl geçiyor hiç bilmiyorum, ki ben hemen sıkılırım, atlayarak izliyorum bazı dizileri biliyorsunuz. Hapishane dizisi olması sizi asla kasmasın, öyle güzel işlemişler ki, öyle
güzel sistem eleştirisi yapmışlar, yeri geliyor ağlamaklı oluyorum, yeri geliyor gülmekten
katılıyorum, başarılı replikler, başarılı senaryo ve oyunculuk, arkadaşlar tadından
yenmiyor :) Dram veya komedi diye ayıramıyorum zira kategoriye koymakta ödüllere aday olduğunda bile zorlanılmış hatta karar verilememiş bir dizi Orange is the new black.
En sevdiğim yanı ise yan karakterleri en az başrol kadar önem verilip tanımamızı sağlaması.
Yani aslına sadece hapishane hayatı izlemiyoruz, her karakterin flashbackle hayatına tanık
oluyoruz. Neden burada? Ne yapmış? Suçu ne? gibi gibi...tüm cevaplanmamış
merak ettiğiniz sorular her bölümde cevabını buluyor. Sıkmıyor aksine merak ettiriyor ve
bu dizide en sevdiğim nokta; hani bazı hikayelerin sonunu merak edersiniz ne olacak acaba diye?
Mesela Game of Thrones öyle bir dizi, ama bunda öyle bişi yok çünkü hikayenin hep
devamı var, gidenin yerine yenisi geliyor, bitmiş hissi ya da bitecek hissi uyandırmıyor.
Dizi Netfelix'de yayınlanıyor demiştim en güzeli de tüm sezon aynı anda yayınlanıyor
hafta hafta beklemek zorunda kalmıyorsunuz :) Bir de dizide herkes lezbiyen gibi bişi,
diyerek yazımı sonlandırmaya başlıyorum.
Şu an 3. sezon finalini yaptı, ilk iki sezonu aklımda kaldığı kadar yazdım ama benim
bu 3'ü içinden en sevdiğim ikinci sezondur arkadaşlar. Son sezonu da bayılarak izledim o ayrı
ama ikiyi unutamıyorum, çok başarılıydı :)
Ramazan geldi, günler uzun, vakit geçirecek bir dizi arayışına girdiyseniz mutlaka izleyin.
Abdestiniz kaçabilir yalnız bazı sahnelerde ona göre :) Demedi demeyin :)
Benden bu kadar gençler, sizlerin önerisi varsa yorum yazın please :)
Takipte kalın!
instagram/aycanhatadair
twitter/aycanhayatadair
youtube/aycanhayatadair
periscope/aycanhayatadair
