Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...

27 Mart 2014 Perşembe

Kendin Yap! Espirili Kartlar

Merhaba!
Tüm bekarlığa veda partileri, kına geceleri, mevlitler, doğum günlerinde yeni moda esprili kartlar.
Benim çok beğendiğim ve güne espiri katan bu kartları nasıl yaptığımı sizlerle de paylaşmak istedim.
Tamamen uydurma, netten falan görmedim, araştırmaya zamanım olmadığı için mevlitten 1 gün önce acelece yaptım. Tasarımları değiştirebilir, yazıları daha yaratıcı yazabilirsiniz :) 

Hadi bakalım nasıl yapmışım;

kart yapımı
Malzemeler
Uhu, et dizilen şişlerden :), tasarımın çıktısı, boş kağıt parçası.
İstediğimiz tasarımı yaptıktan sonra biraz kalın bir kağıda (ben 160 gr kağıda bastım)
çıktıyı alıyoruz.  Kartın boyutu 10x7 cm 

baby shower
Boş kağıt parçasını kartın orta kısmına yapıştırıyoruz.

baby shower
Çubuğa  kartın ortasına bastırarak yapıştırıyoruz.

baby shower
Başka bir boş kağıdı çubuğun arkasına  yapıştıyoruz ve kenarlarını bastırıyoruz.

espirili kartlar
Ta taaa... köpüğe takmak için sivri kısmı alt tarafa getirdim.
Elde tutacaksanız sivri kısmını üst tarafa yapıştırabilirsiniz.

Diğer kartlar ise

espirili kartlar

espirili kartlar

espirili kartlar

espirili kartlar

espirili kartlar




♥ Sevgiler♥

26 Mart 2014 Çarşamba

Ece İnce Blogunun 1.Yaşını kutluyor! Çekiliş Var!




Blogunun 1. yaşını kutlayan Ece'nin sizler için çok güzel hediyeleri var.
Katılmak için Tık Tık

Mim #5 Hava Değişimi

Merhaba!
Canımız sıkkın, yasaklar her yerde, saçmalıklarla uğraşıp abuk sabuk açıklamaları dinliyoruz.
Neyse ne olduğunu az çok biliyoruz, biraz kafamız dağılsın diye bu mimi yapmış birçok blog arkadaşım.
Bende cevaplamak istedim, bakalım sorular nelermiş;

1- Neden blog adın? (blogun adının nereden geldiğini soruyor:)
Adım Aycan, adımın anlamı; ay'dan kopan parça, anneannem "ayparcası gibi kızsın" derdi arada sırada.
Blog adım ne olsun diye düşünürken aklıma geldi.
Aslında hiç beğenmiyorum keşke farklı bir isim koysaydım diyorum. Fakat artık çok geç :((
Adresim "aayparcasi.blogspot.com" ama blogumun adı hayata dair... bu şekilde devam edeceğim :)
Sosyal medya hesaplarında ise aycanhayatadair kullanıcı adını tercih ediyorum.

2-Hayat felsefeni belirleyen söz nedir?
Olduğu kadar, olmadığı kader.

3- Kendinle ilgili 3 doğru, 1 yanlış?
Çabuk sinirlenirim ve hemen parlarım.
Sevdiklerime hediye almayı severim.
Açık havayı çok severim, bisiklet sürmeye bayılırım.
Makyaj malzemelerini çokkk seviyorum.

4- İlk anılarınız nedir? En çok hangi yaşa kadar inebiliyoruz?
4-5 tam hatırlamıyorum ama oturma odasında oyundan kalkmamak için altıma işemiştim :)
O zamandan tembel olduğum belliymiş :))

5- En sevdiğin şarkı?

6- En sevdiğin roman?
İlk okuduğum roman Reşat Nuri Güntekin'in Çalıkuşu romanı benim için ayrı bir yerde.

7-En sevdiğin çizgi film karakteri?
Çocukluğumda çok izlerdim She-ra'yı.
He-man'in kız kardeşiydi yanlış hatırlamıyorsam.


8-En sevdiğin oyuncağın?
Babamın aldığı bir panda ayı vardı. Eve gelen misafir çocuklar halletmişler sağ olsunlar.
Biraz daha büyüdüğümde ise Sindy bebeklerim. (yazısı mevcut bknz.)

9- Şimdiye kadar aldığın en güzel hediye?
Babamın cebinden erikleri çıkarıp, sürpriz yapması.
Dünyanın en güzel hediyesiydi benim için.

10-Odanda sana ait olan, en sevdiğin nesne?
Belirli bir nesne yok.
Makyaj çekmecemi çok seviyorum ♥


11- En sevdiğin yemek?
Böyle yazınca aklıma gelmiyor ama karnıyarık ve fırında makarnayı çok severim.
Ayrıca pideli köfteyi bir Bursa'lı olarak sevmemek olmaz.


12-En sevdiğin hayvan?
Hayvanları çok seviyorum, ama yanlarına yaklaşıp sevemiyorum :((
Köpekleri sevebiliyorum biraz da, kedilere mümkün değil dokunamıyorum.

13-Aile dışında onsuz yapamam dediğin, en sevdiğin kişi?
Bu soruyu sevmedim, sevdiklerin hayatından çıksa tabii ki üzülürsün, ancak hayat devam ediyor ve yola devam ediyorsun. 

Bende bu mim'i cevaplamak isteyen herkese gönderiyorum.
♥ sevgiler ♥


25 Mart 2014 Salı

Günün Makyajı #3

Merhaba!
Bir önceki postta yaptığım makyajın ayrıntılarını yazacağım demiştim.
Hadi bakalım nasıl yapmışım, hangi ürünleri kullanmışım.

Bu fotoğrafı makyajı yaptıktan 6 saat sonra çektim.
Kalabalıktan, herkesin fotosunu çekmekten kendi "selfie" fotomu çekemedim yavv :)


Yardımcılar hazır ♥

Ten Makyajı;
Nemlendirme ve baz olarak; Mac Strobe Cream 
Fondöten; Mac Studio Fix Fluid ve Rimmel Wake me up karışım. (İnceleme yazıları için Tık ve Tık)
Allık; The Balm Hot Mama

Göz Makyajı;
Far bazı; Urban Decay Primer Potion (üzerine far bazı tanımıyorum, bitiyor ama çok az kaldı :((
Naked paletten ; virgin rengini, göz pınarlarına ve kaş altını aydınlatmada kullandım.
sin rengini, tüm göz kapağıma uyguladım, buck rengini ise, gözün kıvrım bölgesine geçiş için kullandım.
Son olarak dış kısmına önce smog daha sonra darkhouse rengi ile makyajın far ile olan işi bitirdim.
Alt kirpik dibine ise darkhouse rengini uyguladım
Eyeliner; Maybelline 01 Black
Rimel; Maybelline OnebyOne
Göz altı kapatıcısı; Mac Pro Longwear
Kaşlarımın boşluklarını flormar kaş kalemi ile doldurdum.

Dudaklar, Avon Kiss Me Pink 


İşte böyle, seviyorum toprak tonlarını kendime en yakıştırdığım renkler.
Siz nasıl buldunuz? Beğendiniz mi bu makyajı?
Yorumlarınızı bekliyorum

♥ Sevgiler♥

24 Mart 2014 Pazartesi

Bana Dair

Merhaba!
20 Mart günü yeğenimin mevlidi oldu, yorgunluk ve koşuşturmadan bloga vakit bulamadım.
Telefonum da yok instagram'dan ayrı kaldım, çok dertliyim. :(( Hiçbir şey paylaşamadım.
Zaten twitter yasakları, seçim gündemi derken canım yazmak bile istemiyor.
Neyse memleket gündeminden, kendi gündemime geçiyorum hemen.

Nasıl hazırlandım? Ne giydim? Nasıl makyaj yaptım? 
1 hafta önce avm gezmeye başladım. Ne alacağımı biliyordum ama bulamadım. 
Hardal rengi etek, siyah şifon bir gömlek ve stiletto siyah ayakkabı ile kombin yapacaktımmmm, ama olmadı.
 İstediğim gibi etek bulamadım ve elbise almaya karar verdim. Geze geze sonunda beğendiğim bir elbise buldum. Makyajımı kendim yaptım. Saçlarıma dalgalı fön çektirdim ama hemen aktı :((

Mevlitten kareler ve ben, bol fotoğraflı bir post olacak, hadi başlayalım.

Bu makyajın ayrıntılarını başka bir postta paylaşacağım.

Pullu, payetli elbiseleri sevmem ama :)
Geometrik desenli, dümdüz bir elbise, renklerini çok beğendim, yaşıma da uygun olunca hemen aldım.
(doğru düzgün boydan fotom olmadığı için :(( bunu koymak zorunda kaldım.

Aksesuar olarak yeşil küpe ve annemin saatini taktım.
Bu saate bayılıyorum :)

Naim Yaman'ın beşiği ve espirili kartları :))
Bu kartları nasıl yaptığımı da paylaşacağım.
Mevlidimiz restore edilmiş eski bir hamam da oldu :)
150 kişilik küçük bir yer. 

Böceklerrrrr :))

Gün sonunda şişmiş ayaklar :)


İşte böyle yorucu ama güzel bir gün geçirdik.
Allah herkese nasip etsin.
♥ Sevgiler ♥

21 Mart 2014 Cuma

Twitter Kapandı!

Merhaba!
Bugün çok güzel fotoğraflar paylacaktım ama maalesef
olmadı arkadaşlar. Memleket bir tuhaf kralımız ne isterse onu yapıyor. 
Demokrasi varmış, özgürlük varmış, gören bilen var mı? 
Yıl olmuş 2014 Twitter kapalı eyyyyyyyyyyyyy türk halkı! 
Sinirden yazamıyorum, ellerim titriyor, bu yazı yayınlanınca blogum kapanır mı dersiniz?
Kapanır mı kapanır, varsın kapansın.
Yasağın bile yasaklandığı bir ülkede yaşadığım için utanıyorum.
Nereye gidiyoruz? Ne yapmak istiyorsunuz? 
Şuan saat 00:20 ve tv de twitter haberini sadece CNNTURK kanalı veriyor.
Habertürk'ün haberi yok, canlı yayınlanan Öteki Gündem programında twitter adreslerini veriyor.
Komedi resmen.

Blog tutan arkadaşlar lütfen tepkinizi ortaya koyun!
Bloglar iletişim özgürlüğü için çok önemli.
Tepkimizi yazarak ortaya koyalım.


17 Mart 2014 Pazartesi

"Rimmel Wake Me Up Fondöten" İncelemesi

Merhaba!
Bir fondöten incelemesi ile daha bir aradayız.
Bu nasıl bir cümle ya! Lütfen yaratıcı ol Aycan! Hiç izlenmeyen sabah programlarının sunucuları gibi anons yapma :) Yaklaşık 1 ay önce aldığım, severek kullandığım bu fondöteni incelemeye başlayalım.

Rimmel Wake Me Up Fondöten
Ürün cam şişede, plastik kapaklı.
Pompalı oluşu kullanımı kolaylaştırıyor. İstediğiniz kadar ürün alabiliyorsunuz.

Rimmel Wake Me Up Fondöten
Bende ki rengi "ıvory"

Rimmel Wake Me Up Fondöten
Yapısına gelecek olursak;
- İnce yapılı, günlük kullanıma uygun.
-Kapatıcılığı az, problemli bir cildiniz varsa kapatmakta zorlanabilirsiniz.
- Bende olan "ıvory", pembe alt tonlu bir renk.
- Cildimde ağırlık yapmadı, t bölgemde parlama yapmadı. (cildim kuru karma)
-İçinde minik ışıltılar var, fakat bu sizi korkutmasın cilde uygulandığında belli olmuyor.
- Hafif bir kokusu var. Ben sevdim rahatsız etmedi.
- İnce yapılı olduğu için sürümü kolay.
- Ne mat duruyor, ne de çok parlak, orta karar :)
- Fyatı 25 tl. İndirimlerde yakalarsanız bir fırsat verin derim.
- 15 spf güneş koruması var. Ürün 30 ml.


Rimmel Wake Me Up Fondöten
Flaşsız çekim
Sevmediği yanı ise bir süre sonra ciltte oksitlenip griye dönmesi.
Tabii bu bahsettiğim şey çok uzun süre durunca 5-6 saat gibi bir sürede oldu.
Sadece bende mi böyle oldu bilmiyorum. Kullanan varsa yorumlarını bekliyorum.

Rimmel Wake Me Up Fondöten
Flaşlı çekim.

Rimmel Wake Me Up Fondöten


Sevgiler

14 Mart 2014 Cuma

Kaçırılan günler #blogfırtınası 15 "Çocukluk İşte"


Blog fırtınasının 15.gün konusu; "İyi ya da kötü, herhangi bir çocukluk anınıza yeniden hayat verin, bugünkü içgüdülerinizle tekrar bakın."

blog fırtınası da ne ola ki diyorsanız. TIKLAYIN

Çocukluk İşte

Kötü anılarımı yazmak istemiyorum. Zaten pek yok. Hatırlamaya  gerek de yok. 
Neyse efendim bir çok yazımda bahsettiğim gibi 90'lı yılların veletleri olarak yaz tatili demek; sokakta oynamak, aterinin başından kalkmamak, bakkaldan abur cubur yemek, piknik yapmak demekti
6 ya da 7 yaşındaydım, sıcak bir yaz gününde sokakta saklambaç oynuyordum saati fark etmemişim.
 Lütfen fark etmeyeyim yani :)) 

Annem balkondan "Aycannnnnnnnnnnnnnnnnn" diye bağırınca kafama dank etti, hava kararmış ben sokaktayım. Zaten korktum bir de annem arkasından "çabuk eve gel! Yemek yiyoruz! Baban seni dövecek!" deyince iyice korktum. Şimdi düşününce babam beni hiç dövmedi, hatta bağırmazdı bile arkadaş gibiydik neden o kadar korktum inanın bilmiyorum. Tek mantıklı açıklamayı( tabii şuanda fikir yürütüyorum) geç kalmak büyük kabahat ve cezası dayak diye düşünmüş olmalıyım ki;  gizlice eve girip misafir odasının hiç oturulmayan, üzeri beyaz çarşaflarla örtülü koltuklarının arkasına saklandım. Sevgili ailem yemeği yemiş, ben hâlâ yokum başlamışlar aramaya, her yeri aramışlar çekyat altlarını, dolap içlerini, üst katta ki amcamın evini, karşı daire de büyük amcamın evini, evlerde bulamayınca sokağa çıkmışlar komşulara sormuşlar, akrabalara telefon etmişler. "Aycannnnn Aycannnn" diye sokaklarda bağırmışlar, kuzenim Feryal yollarda düşüp bayılmış "kaçırdılar" diye feryat figan ağlamış.
En son arabalara atlayıp sokak sokak aramışlar. 
Ama Aycan yok! Halbuki evde koltuğun arkasında annesinin telefon başında ağlamasını dinliyor. 
Annem "polisi arayın kaçırdılar" diye hüngür hüngür ağlıyor. 
Bu kadar dramaya ve olaya rağmen asla çıkmıyorum koltuğun arkasından. 
Son bir hamle büyünannemden geliyor, "bir de ben bakayım eve, arayalım nereye gider bu kız" diyor ve olaya el koyuyor. Aslında annem koltuğun arkasına baktı ama beni göremedi öyle sinlenmişim ki :)) Kapsamlı arama sonucunda bizzat büyükannem beni buluyor, kolumdan tutuğu gibi çekiyor ve tokadı yapıştırıyor.
"Neredesin sen?" bende cevap yok, hiç konuşmuyorum. 
1-2 saat konuşmadan Feryal'in kucağında oturduğumu hatırlıyorum. 
Şimdi düşünüyorum da annemin beni korkutmasına karşılık ben de annemi cezalandırmışım.
Benim soğuk marley üzerinde saatlerce oturduğum, popomun üşüdüğünü hatırladığım ve gülümsediğim  hikayem. Ailemin ise "manyak bizi nasıl korkuttun" dediği çocukluk anım böyleydi.

İşte ben :)) 
Kucağımda ki ise, amcamların köpeği papsi'nin yavrusuydu.
Ne tatlı köpeklerdi ya :)) 

Sizin unutmadığınız bir anınız var mı?
Yorumlarınızı bekliyorum!

♥ Sevgiler ♥

11 Mart 2014 Salı

Kendin Yap! Krem Kutusu Boyama

Merhaba!
Blogumu açma sebebim olan ahşap boyama uğraşımı çok boşladım. Hatta o kadar boşladım ki,
bana küsmek üzereyken yakalayıp barıştık. İşte o barışın sonunda bu güzel çalışma çıktı.

 Hepimizin kullandığı el kremi kutuları vardır, sakın atmayın o kutuları,
ufak dokunuşlarla çok şık yüzük, küpe, kolye kutuları olabilir.

süt mixion
Plastik malzeme, boyayı tutsun diye süt mixion'u kutunun dış kısmına sürüyoruz.
Kurumasını bekliyoruz. Kuruduktan sonra istediğimiz renge boyuyoruz.
Açık renge boyarsanız zor kapatabilirsiniz. Ben 10 kez falan boyadım :((
Su bazlı boya kullandım.

dekupaj kutu
Beğendiğim resimleri lazer yazıcıdan çıktısını aldım. (tone ile baskı yapan)
Dekupaj tutkalı ile  istediğim yerlere resimleri yapıştırdım. Noktacıkları ise fırçanın arkasıyla yaptım.
Kutunun içini boyamadım. Boya kokusu olur diye.

dekupaj kutu
Su bazlı vernik ile vernikledim ve üzerine biraz sim döktüm.


dekupaj kutu

dekupaj kutu

dekupaj kutu

Nasıl olmuş? Beğendiniz mi?
Yaptığım dekupaj tepsi için tık.



♥ Sevgiler ♥

10 Mart 2014 Pazartesi

Kaçırılan günler #blogfırtınası 14 "Korku"

Blog fırtınasının 14.gün konusu; Fırtınalı ve karanlık bir geceydi..." yazıya bu cümleyle başlıyoruz.
Sonra neler oluyor bakıyoruz.

blog fırtınası da ne ola ki diyorsanız. TIKLAYIN

Korku

Fırtınalı ve karanlık bir geceydi, zor geçen bir haftanın sonunda uyumak cazip gelse de, gözleri kapanmamak için direniyordu. Günleri, ayları takip etmek için defter ve kalemini yanından ayırmıyordu.
Sanki çok lazımmış gibi.
Aylar geçiyor, elektrik gelmiyordu. Kıyamet kopmuştu sonunda. Öyle olmalıydı, yoksa bu kadar enerji nereye gidebilirdi, ne olabilirdi dünyayı karanlıkta bırakan. Karanlık her yere hakim olduğundan bu yana tam 5 ay geçmişti, sokaklar talan olmuştu, bir paket cips için insanlar birbirlerini öldürüyordu, ceset kokusuna alışmıştı.
Tüm komşuları evlerini terk etmiş, temiz su ve yiyecek bulmak için yollara düşmüşlerdi, kimileri güvenli bir sığınak bulmak için terk etmişlerdi evlerini. En azından tahmini bu yöndeydi. Evden hiç çıkmadığı için, çıksam 'böyle yaparım, şuraya giderim' gibi planlar yapıyor, insanların evlerini terk etme sebeplerini anlamaya çalışıyordu. Evi bahçeli bahçenin içinde dut ağacı, küçük bir bostan, kaynak suyu vardı. 
Yüksek duvarlar evini ve bahçeyi koruyor, kimse eve girmeyi akıl edemiyordu. 
Bu zamana kadar erzağı idare etmiş, dikkat çekmemek için suyu gündüzleri kaynatıp içmişti, açlığa, pisliğe, kokuya, gördüğü tüm vahşiliğe dayanmıştı da yalnızlığa dayanamıyordu artık. Pencereden gördüğü kadarıyla, bir haftadır sokaktan kimse de geçmiyordu. Sessizlik dayanılmaz bir hal almaya başlamıştı, belki tüm olaylar başlarken ayrılmalıydı evden ama yapamamıştı, her zaman olduğu gibi korkusuna yenik düşmüş, dışarıya çıkamamıştı. Şimdi çıksa biliyordu ki yapamayacak, ama evde kaldığı her saniye ölüme yaklaştığını hissediyordu, tuhaf sesler duyuyor, gördüğü rüyaları gerçek sanmaya başlıyordu, yaşamak için bir sebep arıyordu, hayata tutunmak için bir neden, ama yoktu. İşte istediği olmuş, sessizlik ve karanlık her yeri ele geçirmişti. Ne yapacaktı şimdi? Aklına ilk gelen şeyi yaptı. Kalan erzağını kapının önüne koyup, evinin kapılarını sonuna kadar açtı, derin bir nefes alıp içeri girdi, artık hazırdı sadece yaşamak, umutsuz, amaçsız yaşamak ne kadar anlamsız. Bu anlamsız hayata veda etmek için içeri girdi. 
Çürümüş bedenini haftalar sonra bir grup insan bulacak ve ona dua edecekti. 


Ruhun doymadığı bir bedende yaşamak, sonsuz boşlukta düşmeye benzer.

7 Mart 2014 Cuma

Gözlük Maceram ve Batın Optik

Dikkat! 
Bu yazı reklam içerir. Yalan yok, reklam yapacağım :) 
 Düzenli gözlük kullanmaya 4 yıl önce başladım, ondan önce de kullanmam gerekiyordu ama maalesef sıkılıp gözlüklerimi kırdım. Evet resmen çatır çatır kırdım. Sanırım biraz manyak olduğum belli olmuştur.
Tekrar gözlük kullanmaya, yanlış minibüse binip yarı yolda inmemle başladım. 
İşte o zaman anladım, ben uzağı göremiyorum. 
Miyop ve astigmat beni mahvetti :) Hep gözlük lobisi yüzünden.
Neyse bu sıkıcı ayrıntılardan esas konuya gelelim; 
4 yıldır aynı gözlüğü kullanıyorum, hani artık gözlük kendi kendine çağ atladı, torunlarıma miras kalacak kıvama geldi, tarihi eser sayılabilir, başvuru yapsam kabul edilir:) Numaraların da değişmesi gerekti, eskisi gibi net göremiyordum. Geçen günlerde doktora gittik ve numaralarda çok az bir değişiklik oldu.
 Reçeteyi aldık, eeee gözlük nereden alacağız?
Tabii ki Batın optik'den. 15 yıllık deneyim ve güler yüzlü personeli ile gözlük olayında işi bitirmişler.

optik mağaza

 Gözlükten  pek anlamam rahat olsun yeter, modası nedir? Hiç bilmem, sadece herkeste kemik çerçeve görüyorum o kadar. Ne alacağım nasıl alacağım derken 2 adet gözlükle çıkıverdim.
Saçlarım, kaşım, gözüm siyah olduğu için elim hep açık renkli çerçevelere, çerçevesiz modellere gidiyordu.
 Ali bey sadece saç rengime takılmayıp, yüz şekli ve ten renginin de önemli olduğunu renkli modelleri de denemem gerektiğini söyledi, iyi ki söyledi çok şık kırmızı bir gözlüğüm oldu :)




Bir tane de çerçevesiz, kırılmayan camı olan, daha klasik bir gözlük aldım. 
4 sene aynı gözlüğü kullandığım için annem sağ olsun beni mutlu etti, 2 gözlük aldı bana  :)) Teşekkürler Anneciğim :)Sigorta ile anlaşmalı bir firma, fiyatları gayet uygun. 
Bir çok seçenek ve markanın olduğu dükkanda karar vermekte zorlanabilirsiniz :)


Eğer Bursa'da yaşıyorsanız güneş gözlüğü, numaralı gözlük, lens ihtiyacınız varsa adres; 
Batın Optik arkadaşlar :)

Haşim İşcan cad. 8/B Fomara Meydanı Osmangazi Bursa
Batın Optik Facebook TIK



6 Mart 2014 Perşembe

Yeni Hobi Heyecanı "Etamin" ♥

Merhaba!
Bu satırları yazarken öksürük krizine girdiğimi, ağzımdan ateş çıktığını, halsizlikten bittiğimi bilmenizi isterim.
Bu nasıl bir grip mahvoldum, koca kış hiç hasta olmadım, mart bir geldi pir geldi.
İlaçlarla, antibiyotikle başımı biraz kaldırdım ve çok severek işlediğim etamini hemen paylaşmak istedim.
Daha önce, yani bundan yaklaşık sekiz sene evvel annemin dırdırıyla seccade işlemiştim.
Az çok nasıl işlendiğini biliyordum, ama hiç pano işlememiştim.
Benim tatlı hikayem blogunun sahibesi Yeliz yazdığı bir yazıyla beni teşvik etti, annem hemen evi biraz karıştırdı ve etamin için gerekli ne varsa hepsini buldu. 
Çok severek işledim, sanırım devamı gelecek bu hobinin :)

İşlediğim ip merserize olduğu için  etamine biraz ince geldi.
Bir daha ki sefere pamuklu iple işlersem daha tok bir görüntü olacak, daha güzel görünecek.



İstediğim büyüklükte harf bulmadım, bu nedenle harf ve sayılar uydurma.
Boyutu 17,5x17,5 cm 
Kim için işledin? sorusunun cevabı ise yeğenim için tabii :)
Kolay bir örnek olduğu için 2 günde bitti, şimdi ki hedefim daha zor örnekler.
Bir kaç denemeden sonra sipariş almayı düşünüyorum :))

Beğendiniz mi? Nasıl olmuş ilk pano çalışmam? Yorumlarınızı bekliyorum.

♥ Sevgiler ♥

4 Mart 2014 Salı

Ahhhh Dexter! Bu Final Sana Yakıştı Mı?

Merhaba!
Eyyy dexter! Böyle mi olacaktı? 8 sene sonra final yaptın, bizim dandik dizilerimiz bile daha güzel final yapıyor. Tövbe tövbe bu nasıl cümle oldu yahu! O kadar da değil :) Haksızlık yapmayayım.
Evet Amerika'da 2006 yılında Showtime kanalında  başlayan, sıradışı senaryosu ile 8 sezon süren, izlerken yürek hoplatan, kanlı, katilli dizimiz Dexter.
Kısaca konusu; Jeff Lindsay'in romanından uyarlanmış bir dizi, Dex küçük bir çocukken annesi vahşice öldürülmüştür, onu evlatlık alan polis memuru Harry Morgan, Dexter'da bir problem olduğunu anlamıştır. Bu küçük çocuk psikopattır ve tehlikelidir, yönlendirilmeye ihtiyacı vardır. Harry, Dexter'a Harry kurallarını öğretir. Bu kurallardan en önemlisi, öldürme güdüsünü tatmin edecek ancak, öldüreceği kim olursa olsun suçlu olduğundan emin olacak. Asla yakalanmayacak,ve bunu gibi  bir kaç kural öğretir. Kana olan bağımlılığından dolayı kan analisti olarak Maimi Metro polis merkezinde çalışan Dexter, gündüzleri normal bir insan, geceleri ise suçluların peşinde bir seri katil olur.


Bu açıklamanın ardından bir uyarı yapayım, final sezonu ve finale dair ispiyon var!
Dikkat ispiyon!
İzlediğim en kötü sezondu, son iki sezon çok sıkıldım, senaryo olmamaya eğreti durmaya başlamıştı.
Ama ümidimi kaybetmedim final sezonu dedim, sabret Aycan dedim,yok anacım olmayınca olmuyor demek.
Hangi kafayla bu kadar havada kalan ve kötü karakterler yarattınız be kardeşim.
Dr. Evelyn Vogel bu kadın ne ya allah aşkına, nasıl bir karakter resmen zorlama, bir de Elway diye dangalak bir herif var ortalıkta dolaşıp hiçbir fonksiyonu olmayan. Masuka en sevdiğim antipatik karaktere (evet Masuka'yı seviyordum.) bankadan bir kız çıkardılar havada kaldı hikayesi. Hannah toksini ne alaka geri döndü, Dexter'a aşkını itiraf etti ettiler yani karşılıklı olarak. Hangi saçmalığı yazsam bilemiyorum.
Quinn, Batista arada kaynadı gitti.


Final bölümü  ise tam bir fiyasko  dandik, aceleye gelmiş bir son. 
Ya kardeşim ne bok yemeye Debra'yı öldürdünüz, hadi o boku yediniz, neden denize attırdınız.
Hannah ile Dexter'ın mutlu sonu olmayacağını biliyorduk, ama böyle kötü bir biteceğini tahmin etmiyordum.
Daha derli, toplu içimizi acıtan bir final bekliyordum.Yanlış anlaşılmasın mutlu son derdinde değilim, ama herkes Dex'in gerçek yüzünü tanımalıydı. Resmen Ali kaptana bağlamışlar sonu.

Her şeyi bir kenara bırakalım bizlere Michael C. Hall gibi muhteşem ötesi bir adamı kazandırdığı,
heyecanla izlediğim eski sezonlarının hatırı için af ediyorum.
Aldığı sayısız ödüller ile sistemi eleştirisi ile en önemlisi bizlere bir seri katili sevdirmesiyle 8 sene izletti ya, işte başarı budur arkadaşım :)

Şu sıralar favori dizim The Following. (Tanıtım yazısı için TIK)
Sizin şimdilerde beğendiğiniz, takip ettiğiniz dizi hangisi?

 ♥ Sevgiler ♥

Fotoğraflar google görselidir.