Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...

10 Mart 2014 Pazartesi

Kaçırılan günler #blogfırtınası 14 "Korku"

Blog fırtınasının 14.gün konusu; Fırtınalı ve karanlık bir geceydi..." yazıya bu cümleyle başlıyoruz.
Sonra neler oluyor bakıyoruz.

blog fırtınası da ne ola ki diyorsanız. TIKLAYIN

Korku

Fırtınalı ve karanlık bir geceydi, zor geçen bir haftanın sonunda uyumak cazip gelse de, gözleri kapanmamak için direniyordu. Günleri, ayları takip etmek için defter ve kalemini yanından ayırmıyordu.
Sanki çok lazımmış gibi.
Aylar geçiyor, elektrik gelmiyordu. Kıyamet kopmuştu sonunda. Öyle olmalıydı, yoksa bu kadar enerji nereye gidebilirdi, ne olabilirdi dünyayı karanlıkta bırakan. Karanlık her yere hakim olduğundan bu yana tam 5 ay geçmişti, sokaklar talan olmuştu, bir paket cips için insanlar birbirlerini öldürüyordu, ceset kokusuna alışmıştı.
Tüm komşuları evlerini terk etmiş, temiz su ve yiyecek bulmak için yollara düşmüşlerdi, kimileri güvenli bir sığınak bulmak için terk etmişlerdi evlerini. En azından tahmini bu yöndeydi. Evden hiç çıkmadığı için, çıksam 'böyle yaparım, şuraya giderim' gibi planlar yapıyor, insanların evlerini terk etme sebeplerini anlamaya çalışıyordu. Evi bahçeli bahçenin içinde dut ağacı, küçük bir bostan, kaynak suyu vardı. 
Yüksek duvarlar evini ve bahçeyi koruyor, kimse eve girmeyi akıl edemiyordu. 
Bu zamana kadar erzağı idare etmiş, dikkat çekmemek için suyu gündüzleri kaynatıp içmişti, açlığa, pisliğe, kokuya, gördüğü tüm vahşiliğe dayanmıştı da yalnızlığa dayanamıyordu artık. Pencereden gördüğü kadarıyla, bir haftadır sokaktan kimse de geçmiyordu. Sessizlik dayanılmaz bir hal almaya başlamıştı, belki tüm olaylar başlarken ayrılmalıydı evden ama yapamamıştı, her zaman olduğu gibi korkusuna yenik düşmüş, dışarıya çıkamamıştı. Şimdi çıksa biliyordu ki yapamayacak, ama evde kaldığı her saniye ölüme yaklaştığını hissediyordu, tuhaf sesler duyuyor, gördüğü rüyaları gerçek sanmaya başlıyordu, yaşamak için bir sebep arıyordu, hayata tutunmak için bir neden, ama yoktu. İşte istediği olmuş, sessizlik ve karanlık her yeri ele geçirmişti. Ne yapacaktı şimdi? Aklına ilk gelen şeyi yaptı. Kalan erzağını kapının önüne koyup, evinin kapılarını sonuna kadar açtı, derin bir nefes alıp içeri girdi, artık hazırdı sadece yaşamak, umutsuz, amaçsız yaşamak ne kadar anlamsız. Bu anlamsız hayata veda etmek için içeri girdi. 
Çürümüş bedenini haftalar sonra bir grup insan bulacak ve ona dua edecekti. 


Ruhun doymadığı bir bedende yaşamak, sonsuz boşlukta düşmeye benzer.

2 yorum:

  1. Wowww :D Film konusu olmuş ki bu .Soluksuz okudum yahu . Emeğine sağlık .

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. :) çok teşekkür ederim :)) böyle yorumlar aldıkça yazma hevesi geliyor :)

      Sil

yorumlarınız benim için çok önemli :) yorum yapan herkeseee kocamannn teşekkür :)) Blogunuz yoksa ya da gmail adresiniz "yorumlama biçimi" kısmından "adı/url" yazan seçeneği seçin adınızı yazın, url kısmını boş bırakın yorumunuzu yazıp yayınlayın. Yorumlarınız denetimden geçtikten yayınlanacaktır.