Blog fırtınasının 15.gün konusu; "İyi ya da kötü, herhangi bir çocukluk anınıza yeniden hayat verin, bugünkü içgüdülerinizle tekrar bakın."
blog fırtınası da ne ola ki diyorsanız. TIKLAYIN
Çocukluk İşte
Kötü anılarımı yazmak istemiyorum. Zaten pek yok. Hatırlamaya gerek de yok.
Neyse efendim bir çok yazımda bahsettiğim gibi 90'lı yılların veletleri olarak yaz tatili demek; sokakta oynamak, aterinin başından kalkmamak, bakkaldan abur cubur yemek, piknik yapmak demekti.
6 ya da 7 yaşındaydım, sıcak bir yaz gününde sokakta saklambaç oynuyordum saati fark etmemişim.
Lütfen fark etmeyeyim yani :))
Annem balkondan "Aycannnnnnnnnnnnnnnnnn" diye bağırınca kafama dank etti, hava kararmış ben sokaktayım. Zaten korktum bir de annem arkasından "çabuk eve gel! Yemek yiyoruz! Baban seni dövecek!" deyince iyice korktum. Şimdi düşününce babam beni hiç dövmedi, hatta bağırmazdı bile arkadaş gibiydik neden o kadar korktum inanın bilmiyorum. Tek mantıklı açıklamayı( tabii şuanda fikir yürütüyorum) geç kalmak büyük kabahat ve cezası dayak diye düşünmüş olmalıyım ki; gizlice eve girip misafir odasının hiç oturulmayan, üzeri beyaz çarşaflarla örtülü koltuklarının arkasına saklandım. Sevgili ailem yemeği yemiş, ben hâlâ yokum başlamışlar aramaya, her yeri aramışlar çekyat altlarını, dolap içlerini, üst katta ki amcamın evini, karşı daire de büyük amcamın evini, evlerde bulamayınca sokağa çıkmışlar komşulara sormuşlar, akrabalara telefon etmişler. "Aycannnnn Aycannnn" diye sokaklarda bağırmışlar, kuzenim Feryal yollarda düşüp bayılmış "kaçırdılar" diye feryat figan ağlamış.
En son arabalara atlayıp sokak sokak aramışlar.
En son arabalara atlayıp sokak sokak aramışlar.
Ama Aycan yok! Halbuki evde koltuğun arkasında annesinin telefon başında ağlamasını dinliyor.
Annem "polisi arayın kaçırdılar" diye hüngür hüngür ağlıyor.
Bu kadar dramaya ve olaya rağmen asla çıkmıyorum koltuğun arkasından.
Son bir hamle büyünannemden geliyor, "bir de ben bakayım eve, arayalım nereye gider bu kız" diyor ve olaya el koyuyor. Aslında annem koltuğun arkasına baktı ama beni göremedi öyle sinlenmişim ki :)) Kapsamlı arama sonucunda bizzat büyükannem beni buluyor, kolumdan tutuğu gibi çekiyor ve tokadı yapıştırıyor.
"Neredesin sen?" bende cevap yok, hiç konuşmuyorum.
1-2 saat konuşmadan Feryal'in kucağında oturduğumu hatırlıyorum.
Şimdi düşünüyorum da annemin beni korkutmasına karşılık ben de annemi cezalandırmışım.
Benim soğuk marley üzerinde saatlerce oturduğum, popomun üşüdüğünü hatırladığım ve gülümsediğim hikayem. Ailemin ise "manyak bizi nasıl korkuttun" dediği çocukluk anım böyleydi.
İşte ben :))
Kucağımda ki ise, amcamların köpeği papsi'nin yavrusuydu.
Ne tatlı köpeklerdi ya :))
Sizin unutmadığınız bir anınız var mı?
Yorumlarınızı bekliyorum!
♥ Sevgiler ♥
Güzel anıymış . Benimde seninkine benzer bir bilinçli kayboluş anım var :D
YanıtlaSilbazen kaybolası gelir insanın :)
SilIgneden cok korkarim kucuklugumden beri, ilkokul 2'ye gidiyorum okula gelip asi yapacaklar (sakin sorma hangi tarih yasim cikacak ortaya) okula gidiyorum diye ciktim komsunun evine ve hatta yataginin altina saklandim. Komsunun gezmeye gidecegi tutmus, aksama kadar evde kilitli kaldim, hava karardi komsu geldi beni gordu ve anneme goturdu, hahhaaa yedim bir ton ... Sevgilerimle
YanıtlaSilhahahaha çok güzel bir anı :) korkunun çocuklarda etkisi isimli psikolojik çalışma çıkarabiliriz :))
Sil