Merhaba!
Hiç vakit kaybetmeden yazmam lazım bu macera başka macera, koşunnn koşunnnn!
Ne desem? Nereden başlasam? Hımmm... tamam en baştan başlayayım.
Annem ile tüm yaz İstanbul hayalleri kurduk ama bir türlü kendi kendimize gitmeye cesaret edemedik. Birde tatile falan gidemeyince iyice sıkıldık evde. Ne yapalım ne yapalım dedik, yağmur ve fırtınada İstanbul turuna gitmeye karar verdik :) Evet çok heyecanlı bir şekilde İstanbul gezimizin gününü bekledik, 28 Eylül geldi çattı hemde ne çatmak, ulan Aycan ulan Aycan fırtına var diyorlar neden hâlâ ısrar ediyorsun gitmek için sadece ben olsam neyse annem de yanımda. Artık söylenmenin değil maceraları aktarmanın zamanı. Gece 23:30'da otobüse bindik, istikamet İstanbul, arabalı vapura bindik gidiyoruz meçhule :) Denizde dalga rahat otur abla ve şimşekler eşliğinde yapılan uykusuz yolculuğumuzun ilk durağı Aziz Mahmut Hüdayi hazretlerinin türbesi, saat 03:00'da türbe doğal olarak kapalıydı o saatte, yağmurda kapıda yapılan bir dua ve otobüse koşuşturmadan sonra Eyüp Sultan Camisine geldik, ilk defa sabah namazını camide kılacağım için heyecan yaptım ama uykusuzluktan ölüyordum kafamı bir ara annemin kucağında buldum. Namazımızı kıldık, kahvaltımızı ettik bir grup Pierre Loti'ye çıkmaya karar verdi, bir grup Pierre Loti'ye çıkanları Eyüp'te beklemeye karar verdi, o bekleyen grubun içinde annemde vardı. Teleferiğe bindik tepeye doğru yol aldık. 2 dk'lık uzun yolcuğumuzun sonunda güzel bir manzara bizi karşıladı.
Sen Bursa'da kıçının dibinde ki teleferiğe binme gel yağmur çamur teleferiğe bin :)
Sen Bursa'da kıçının dibinde ki teleferiğe binme gel yağmur çamur teleferiğe bin :)
İşte "selfi capture" modaya uyarım arkadaş :)
Yağmurda çekilen türlü selfie ve fotoğraflardan sonra yürüyerek Eyüp'e indik. Yaa arkadaş her şey pahalı sadece teleferikle Pierre Loti'ye çıkmak 4 tl yuhhhhh yani, iniş de 4 tl valla hiç veremem 2 dk'lık yol için tüm grup tıpış tıpış yürüyerek aşağı indik. Ben Loti yollarında yağmurda yürürken aklımda hep annem var, ne yaptı acaba diye, biliyorum çünkü grubu kaybeder anne ara sonra İstanbul'da.
Eyüp'te işimiz bitti ve otobüsü beklemeye başladık bu sırada bir yağmur başladııııı... amannnnn diyim size! Biz yanımıza şemsiye, hırka, yelek aldık da o kadar çok ıslanmadık ama tiril tiril giyinenler dondu. Ayyyy kızzz iyiki botlarımı giymişim :)
Yağmurda 15 dk'lık beklemeden sonra otobüse attık kendimizi, sonraki durak bana da sürpriz oldu.
Taaaataaaa 1453 İstanbul panaroma.
Cidden güzel bir çalışma yapmışlar, giriş 5 tl. 65 yaş üstü ücretsiz. Ben duygulanma falan kısmını geçtim üç boyutlu olaya ve canlandırmaya bakakaldım.
Bursa'ya da böyle bir çalışma bekliyorum. Tarihi mekanların üç boyutlu halini görmek güzel olur.
Küçük bir anektot; grubumuzda yaşlı teyzelerimiz de vardı panaromadan belli ki çok etkilenmişler ,
otobüse bindiklerinde yaptıkları yorum "ahh ahhh ahhh eskiden ne güçlü kuvvetli insanlar varmış,
ne kadar irilermiş diye izlenimlerini anlatıyorlardı. Annemin yorumu ise bambaşka "bak gördün mü atılan oklar, toplar, kılıçlar duruyor" ben şimdi desem bu çizimler canlandırma, oklar, kılıçlar da dekor desem inanmayacak o nedenle sadece susup dinledim :)
Panaromanın minyatürü
Görmeyi can attığım yere doğru yola koyulduk Tarihi yarım ada.
Şimdi beni ayıplama kısmına geçebilirsiniz çünkü ben Sultan Ahmet Camisini, Ayasofya'yı ve Topkapı sarayını hiç görmedim. Ayıplama kısmınız bittiyse gezinin can alıcı maceralarını yazmaya devam edebilirim. Evet Sultan Ahmet meydanına geldik ben öyle kalabalık görmedim arkadaş, sanki tüm dünya milletleri birlik olmuş yağmurda, fırtınada İstanbul'u gezelim demişler.
İlk durak Ayasofya ama mümkün değil girmek acayip sıra var, giriş 30 tl. yuhhhh diyorum.
Bu giriş olayı bayağı bir olaylı oldu grubu toplamak, herkese laf anlatmak, nereden bilet alacağımızı bilememek gibi... kargaşadan sonra yine iki grup oldu, bir grup Sultan Ahmet Camisine girecek diğerleri Topkapı'yı gezecek.
Hiç izlemediğim dizinin hayranları sürekli "Muhteşem Yüzyıl burada çekildi deyip" gezdiler.
Birileri onlara acı gerçeği söylesin o dizi maketten kurulan bir sette çekildi :)
Bu sırada hava soğuk ve arada yağmur yağıyor. Ben yine annemden ayrıldım ve Topkapı sarayına doğru yola koyuldum. Bulduğumuz bir görevliye hemen "nereden bilet alacağız" "kaç tl" "müze kart nereden çıkıyor" gibi adamın 1 milyonuncu kez duyduğu soruları sorduk. Adamcağız nereden geliyorsunuz deyince Aycan durur mu yapıştırır cevabı "Bursa'dan geliyoruz ama senin Bursa'da tanıdıkların var değil mi?" "Evet" cevabını alınca sohbet muhabbet :)
Yağmur nasıl yağıyor ama anlatamam size, bir ara annemle dönseydim camiye gitseydim keşke diye kendime kızdım.
Sinir harbi geçirdiğim dakikalar :)
şemsiyeyi bir aç bir kapa içime fenalık geldi :(
Neyse gittik müze kart çıkarmaya orada da sıra var yağmur iyice bastırdı elimde şemsiye deliricem artık iyice işi dalgaya aldım, sıra bana geldi biletçiyle yine bir sohbet muhabbet, tam kartı alacağım makine bozulmasın mı? Bozulsun!
Biletçi de az asılmadı bana, yazıkkkk kızzzz...! Konuşmak için mahsus mu bozdu n'ptı! Şansı yoktu ama denemekten zarar gelmez dedi herhalde :) Kartı aldım koştur koştur saraya gittik.
Kart hakkında kısa bir bilgi; 50 tl'ye müze kartı alıp girişlerde bir daha bilet almıyosunuz ve 1 sene boyunca tüm müzelere girebiliyorsunuz. 40 tl verip 2 kez giriş hakkı da olan karttan da alabilirsiniz.
Topkapı'ya biletli giriş 30 tl. 65 yaş üzeri ve 18 yaş altı ücretsiz.
Yani hayat 18 altı ve 65 yaş üstüne güzel :)
Topkapı'yı hızlandırılmış bir şekilde gezdik ve hemen annemin yanına Sultan Ahmet camisine doğru yola çıktık. yürüdükçe çile çektim ayaklarım su oldu, yoruldum, ıslandım mesafe yakın geliyor ama hiç öyle değil bir baştan bir başa yürüyorsun eğer giderseniz rahat bir ayakkabı ile gidin ve bir gününüzü Topkapı'ya ayırın. Annemi camide buldum üşümüş, ıslanmış, hastaydı zaten iyice üzüldüm ona da :( Sultan Ahmet camisini de hemen turladım ve oradan ayrıldık.
Bu mimariye aşık olmamak mümkün değil.
Kısa bir not: Topkapı sarayı salı günleri kapalıymış o nedenle çarşamba yoğunluk oluyormuş ama perşembe günü daha rahatmış, cuma yine kalabalıkmış. Hayatımda hiç o kadar kalabalık bir meydan ve cami görmemiştim. Camide yürüyemedim resmen, içerisi turistten geçilmiyor.
Zaten türk yoktu tabii pazar olunca öyle oluyordur.
Ayasofya sana uzaktan baktım!
Ne halim vardı sıra beklemeye ne dee zaman ama bekle beni Ayasofya bahara oradayım!
Otobüse bindik ve Eminönü'ne doğru yola çıktık.
Tekne turumuz vardı ama havadan dolayı iptal oldu galiba çünkü bineceğiz diye gittik köfte ekmeklerimiz alıp geri döndük.
Eminönü'nün balık ekmeği meşhur ama biz köfte ekmek yedik.
Balık ekmek iyi değil dediler köfte ekmek yedik. Şey gibi oldu bu "oxford vardı da biz mi okumadık":) Otobüste ekmeklerimizi yiyip 2 saat kaybolanları beklerken ben adını sonradan öğrendiğim Haliç Metro geçiş köprüsüne çıkıp bu fotoğrafı çektim.
Kayıplar bulundu ve Bursa'ya hareket ettik.
Kayıplar bulundu ve Bursa'ya hareket ettik.
Hoşça kal İstanbul!
Bu bana attğın ikinci kazık geçen gelişimde de yağmur vardı!
Sizlere bu yazıyı yazıp hemen paylaşmak istedim, aslında bir de vlog çektim ama yarın düzenlerim herhalde, yani inşallah düzenlerim :)
Son olarak; İstanbul'un büyüklüğünden her zaman ki gibi korktum ve ürktüm.
Tarihinden etkilenmemek mümkün değil, anneme "beğendin mi" dedim "hep eski binalar" dedi :))
Kalabalık ve yağmurdan pek bişi anlayamasamda bu gezi bana tecrübe oldu kesinlikle tekrar gidip sindire sindire gezeceğim. Bursa şu an bana kavanoz gibi geliyor, evet Bursa'da büyük şehir ama yok arkadaş 15 milyon insanın yaşadığıyla 5 milyon bir olur mu?
İşte benim maceralı İstanbul turum böyleydi, yorumlarınızı eksik etmeyin anacım hepinize sevgiler!
Takipte kalın!
Herşeye rağmen İstanbul güzel;) İstanbul'un yağmuru meşhur malum..:)) Gezmelere ben de doyamıyorum İstanbul'u her sene başka bir yerini görmeye çalışıyorum imkanım olduğu sürece, bir de değişmeyen yerlerimin başında Eminönü geliyor, asla vazgeçilmezim;)) hobicilerin gönül birincisi;)))! İyi ki gidilip gezilmiş ne iyi olmuş... Sevgiler.
YanıtlaSilevet istanbul güzel şehir ama bir o kadar korkutucu :) gezmelere bende doyamadım tekrar gideceğim nasipse :)
SilNasıl zevkle okudum su gibi aktı senin o güzel esprili anlatışınla :) fotoğrafları da çok beğendim..
YanıtlaSilçok teşekkürler ::) böyle yorumla aldıkça kanatlanıyorum motive oluyorum
Sil:) ohh mis gibi olmuş iyi ki de gitmişssiniz :)
YanıtlaSil:))) Macera oldu bana ececim :) İnşallah marmarise de gelirim de seni de görürüm
Sil