Yakınlarımızın çok iyi bildiği bir hikayedir ne zaman bir mecliste toplansak "hadi anlat anlat" nidalarıyla sonrasında ki kahkahalar birbirine karışır.
Bundan yaklaşık 10 yıl evvel akşam üstü tam yemek vakti sofrada oturmuşuz menüde patates kızartması var. O zamanlar sadece patates yediğimi söylemek yalan olmaz. Ağabeyim ve ben de patatesi görünce" ketçap yok mu yeaaaaaa?" diye her ergenin yaptığı gerizekalı söylemleri yapmaya başladık
Ben-"ketçap yoksa yemem ."
Ağabeyim- "ben de yemem."
Biz böyle huysuzluk yapar iken annem "tamam tamam bakkaldan alayım o zaman ağlamayın" şeklinde yapıcı tavrını sürdürüp eyleme geçmek üzere karşımızdaki bakkala doğru yola çıktı.
Neyse 5 dk sonra geldi biz ketçaba kavuştuk ama bu sefer de "acılı bu yeaaaaa" diye homur homur homurdanmakta ama bir güzel patatesleri yemekteyiz.
Yemeğimizi yedik hep beraber oturuyoruz annem de anlatıyor işte ketçap acılıymış, başka şeyler de lazım alalım diye falan bende "anne ya tatlı ketçap yok muydu? neden acılı aldın" diye sormuş bulundum.
ayyyy iyi sormuşum.
Annem anlatmaya başladı bakkalcı çocuğa demiş ki;
"oğlum oradan bir ketçap veri ver."
çocuk ise " nasıl olsun abla acılı mı acısız mı?"
Annemin yıllar sonra farkında olmadan ticari bir fikir bulup bunu bakkalcı çocuğa söylemesi ve her hatırladığımızda yüzümüze tebessüm ve güzel bir anı bırakacak o muhteşem cevabı:
"aman oğlum orta yollu veriver işte"
çocuk dumura uğramış bir şekilde bu cevaba şöyle karşılık veriyor;
"abla öyle bir ketçap yok hiçbir marka senin kadar zeki değil"
Tabii herkes yerlerde, gülmekten işediğimiz bir anı olarak kalan bu anıyı sizlerle paylaşmak istedim
Annnemden inciler yazı dizisi devam edecek...
Annnemden inciler yazı dizisi devam edecek...
İşte yıllar önce annemin bulduğu ne acılı-ne acısız orta yollu ketçabın hikayesi böyle.
Annene bayılıyorummmm.
YanıtlaSilAy çok eğlenceliymiş gerçekten ..))
YanıtlaSil